Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
168 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Günümüzde problem olarak neyi görüyorsak aslında temelinde müslüman geçmişimizi tam terk edemeden provan bir modernist olarak yaşamaya çabalamamız hatta buna mecburuz ve başka yaşam tazı mümkün değilmiş gibi vehmetmemiz yüzünden. Aynı şekilde “Bu çağda müslümanca yaşamaya çalışsak bile islam ….konularda nasıl çözüm üretebilecek artık cevap veremez
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
Müslümanca Düşünme Üzerine DenemelerRasim Özdenören · İz Yayınları · 20208,6bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitap dört bölümden oluşuyor 1-Tarihi Arka Plan 33-60: Kitabın eğer yazılış gayesi Kudüs'e dikkat çekmek, bir Müslüman olarak daha da önem vermemizi ve bu önemin kaynaklarını göstermekse bunu bu bölümde gayet güzel başarmış, kanaatim kitabın tamamı olmasa da bu ilk bölümü okunmaya değerdi. Kudüs'e niyetle başlayıp namazın önemi payıma
Medine'den Kudüs'e
Medine'den Kudüs'eAbdullah Maruf Ömer · Ketebe Yayınları · 202315 okunma
Reklam
Din sınanmaz,yaşanır müslümanların hissettiğim zaafların başında dinin hükümlerini riayet hususunda gösterdikleri çekingenlik geliyor.Müslüman imanından kuşku duymaz. Dolayısıyla onun imanıyla Ameli bütünlük gösterir en azından bu bütünlüğü göstermesi beklenir Fakat günümüzün bazı müslümanlarında çoğu kez söz konusu bütünlüğü gözlemlemek güçleşmıştır Müslümanın en etken tebliğ aracı bizzat yaşayışıdır Gerçi amelin,imanın bir rüknü olmadığı söylenmektedir Özellikle münafıkların Amellerine bakıldığında bu hükmün doğru olduğu kabul edilmelidir fakat bu bizim burada üstünde durmak istediğimizden ayrı bir konu İslam’ı yeniden yaşanabilir planı aktara bilmenin etkili yolu davranışımızı Sünnete uygun hale getirebilmekle ortaya çıkar Tebliğin sözlü icrâsının yetersiz kaldığı yerde ameller tebliğ işini üstlenmiş olur İmam Şafii hazretlerinin sünnete uygun biçimde nasıl yenilecegini öğreninceye kadar kavun yemekten kaçındığı söylenir sünnete uymak hususunda böylesi bir titizliği tecrübe etme cihetine girişmeden İslam’ın yaşınıbileceğini düşünmek Müslümanca yaşamanın doğasına aykırı düşer İmam Rabbani hazretleri güzel bidat yoktur diyor bazılarının bidatları iyi ve kötü diye ayırmalarına karşı çıkıyor,çünkü her bidat ona göre bir sünnetin yerine getirilmesine engel olmaktır böyle olunca bütün bidatların gayrimeşru olduğu meydanda. Oysa bugün Müslümanım diyen insanın hayatı bidatlarle doludur Böyleyken Müslümanın en başta neyin savaşımını vermesi gerektiği hususunda kafa yorması zihin idmanıyla vakit geçirmekten öte bir anlam ifade etmeyecektir
Sayfa 44
Hanefi âlimlerinin büyüklerinden ve İmam-ı Rabbaniden sonra asrın müceddidi olarak kabul edilen Şah Veliyullah Dehlevi, insafı ve gerçekçiliği sonucu olarak taklit konusunda şöyle düşünür: “Eğer bir kimse, sadece şeriatin sahibine yani Resûlüllaha uymak niyetinde; fakat naslardan yani ayet ve hadislerden doğrudan hüküm çıkarmaya ve onları
Sayfa 19 - Sueda yayıncılıkKitabı okudu
Kötü Bir Dünyada İyi Bir Müslüman Olmak
…Esasen param olmadığı için bankaya para yatırmamışsam, böylece banka ile herhangi bir ilişki kurmamışsam kendimi faizin ortadan kaldırılması için mücadele ediyor farz edebilir ve neticede kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak yaşıyorum diyebilir miyim? Namaz kılmama izin veren bir yerde ve meselâ Almanya’da veya İngiltere’de veya Amerika’da yaşıyorsam, böyle bir müsaadeye bakarak iyi bir dünyada yaşadığımı ileri sürebilir miyim? Süremiyorsam ve sırf namaz kılmama müsaade edildiği için o toplumda İslam’ı hakim kılabilmek için herhangi bir girişimde bulunmuyorsam kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak yaşayabildiğim söylenebilir mi? Demek ki, kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak kalabilmem için kötülüklerin ortasında bile benim namaz, oruç gibi ibadetlerimi yerine getirebilmem, faiz, fuhuş gibi yasaklardan kaçınmam yetmiyor. Aynı zamanda kötülüğü ortadan kaldırabilmek için mücadelede bulunmak gerekiyor, aksi takdirde kötü bir dünyada sayılamayacak kadar iyi Müslüman bulunduğunu söyleyebilirdik, ama bu kadar iyi Müslümanın yaşadığı bir dünyanın nasıl olup da iyi olmadığını izah edemezdik.
Dâr-u İslam'dan hicretin hükmü
Dâr-u İslam'dan hicretin hükmü ise yerine göre farz, caiz veya haramdır. Müslümanların yaşadığı yerde namaz, oruç, ezan, hacc gibi İslam'ın şiarlarını yerine getirme imkanı olmadığı zaman oradan hicret etmek farz olur. Müslüman yaşadığı ülkede kendisini sıkıntıya sokan bir belaya maruz kalırsa bir başka İslam ülkesine hicret etmesi caiz olur. Müslümanın ülkesini terk etmesi İslami farzlardan birinin ihmalini gerektiriyor ve onun yerini tutan bir başka farzda bulunmuyorsa o zaman hicret haram olur.
Sayfa 119Kitabı okudu
143 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.