Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Romantizm XX. asrın en büyük romantik şairlerinden biri Alfred de Musset, bir tanıdığına Şöyle bir cevap verir: “-Romantizm, muhakkak ki, ne ölçüleri küçümsemek, ne komikle trajiği birleştirmek, ne de söyleyebileceğimiz başka bir şeydir. Kelebeğin kanadını nafile yere tutarsınız. Parmaklarınız arasında onu renklendiren toz kalır. Romantizm,
Kadınlar toplumda önemli bir yer tutuyorlardı. Bunun en belirgin örneği, kadın yazar George Sand'dır. Erkekçe haklar elde etme peşinde olan bir homoseksüeldi, işi gücü erkekleri güçsüzlüklerine inandırmaya çalışmaktı. Birçok erkekle düşüp kalktı ki Jules Sandeau, Heinrich Heine, Musset, Chopin, Merimee bunlar arasındadır. Liszt'i sevmişti ama daha önce kontes d'Agoult elde etmişti onu.
Reklam
Musset de bir kadını yaralamanın nasıl tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini kıskançlık krizleriyle kıvranarak öğrenmişti.
Sayfa 150 - EverestKitabı okudu
ıztırap
musset'nin dediği gibi'' insan bir çıraktır, ıztırap onun üstadıdır ve hiç kimse ıztırap çekmedikçe kendini tanıyamaz
Sayfa 85 - dergah
Hayalinde ip üstünde oynayan bir cambaz canlandır; sırmalı pabuçlar giymiş, sırığı elinde, yerle gök arasında duruyor. Sağında solunda kupkuru, ihtiyar yüzler, cılız, uçuk hayaletler, durup dinlenmek bilmeyen alacaklılar, akrabalar, metresler... Bir sürü garip yaratık eteğine yapışmış, öteye beriye çekiştiriyor, dengesini bozmaya çabalıyor. Etrafına anlamsız sözler, süslü, abartılı kelimeler üşüşüyor; uğursuz kehanetler bir bulut halinde siyah kanatlarıyla gözlerini kaplıyor. O yine doğudan batıya, bir tüy kadar hafif yürüyüşüne devam ediyor. Aşağı baksa başı dönüyor, yukarı baksa ayağı kayıyor. Rüzgârdan hızlı yürüyor; kendisine doğru uzanan bütün ellere rağmen, o kendi elindeki neşe dolu kadehten bir damla bile dökmüyor. İşte benim hayatım sevgili dostum; işte ben buyum.
Ben neden böyleyim? Eski bir özdeyiş çapkınlar için tüm kadınların birbirine benzediğini söylemiyor mu? Peki, neden birbirine benzeyen aşkların sayısı bu kadar az? Neden bu kadını senin seveceğin gibi sevemiyorum? Octave sen onu tıpkı benim bir başka kadını sevebileceğim gibi sevecektin. Tüm bunlara hiçbir anlam veremiyorum. İki mavi göz, iki kırmızı dudak, beyaz bir elbise ve iki beyaz el. Niçin sana neşe, heyecan veren, seni bir mıknatıs gibi çeken şey, beni böyle hüzünlü, hareketsiz kılıyor? Bir şeyin neşeli ya da hüzünlü olduğunu kim söyleyebilir? Hakikat gölgeden başka bir şey değil. Hayal ya da çılgınlık ne dersen de, onu güzelleştiriyor. O zaman çılgınlık güzelliğin kendisi oluyor. Her insan baştan aşağı şeffaf bir örtüye bürünmüştür, onun içinde yürür; etrafında ormanlar, dereler, ilahi çehreler gördüğünü hayal eder; uçsuz bucaksız tabiat gözlerinin önünde bin bir renkle sihirli bir halı gibi serilir.
Reklam
Ah, Marianne! Güzellik belalı bir nimettir. Bilgeliğiyle övünen güzellik, cimriliğin kardeşidir. İnanın bana, zaafı çok defa bağışlanır da zulmü bağışlanmaz
Acıların en acı olanı, mutlulukları hatırlamaktır. -A.Musset
Sayfa 7 - Genç Gelişim YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.