Dokuz on yaşlarında bir kızken, birtakım seslerle uyandığında, pijamasının altını çekerek nefes nefese kardeşinin yatağından süzülen o karaltı... dudaklarının arasındaki sigarayı yakmak için peş peşe çaktığı kibritlerin aydınlattığı o yüz... buydu işte! Söylediğinde annesinin "sus bakayım, uydurkçu seni! Ağzına biber sürerim!" diye geçiştirdiği için defalarca tanığı olduğu bir olayın kahramanının uğursuz yüzü...