Bir kere istasyonda Mustafa Kemal Paşa’yı, birkaç kere de İsmet Paşa’yı görmüş. “Biri nasıldı? Öbürü nasıldı? bana anlat, bana anlat,” diyorum. “Aha şöyle, aha böyle,” diyor. Bir türlü işin içinden çıkamıyor. mümkün olsa kendi muhayyilemi, kendi hassasiyetimi, kendi dilimi ona vereceğim. Tâ ki, vatanın karanlık göğsünde parlayan bu iki yıldız hakkında, bana onları canlandıracak bilgi versin diye.