"Üzüntüm, onunla tanışmak için duyduğum büyük arzuyu gerçekleştirme imkânımın artık olmaması. Sovyet Rusya Dışişleri Bakanı Litvinofile görüştüğümde kendisine, Avrupa'daki en değerli ve en dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sormuştum. Cevabı, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olmuştu." Bu sözler, Amerika eski başkanlarından Franklin D. Roosevelt'e ait. Atatürk hakkında buna benzer, diplomatik nezaket gereği söylenmediği aşikâr iltifatları dile getiren sadece Roosevelt değildi. Tarihin birbirinden renkli koridorlarında gezenler, İngiltere Başbakanı Winston Churchill'den, Fransızların efsane Devlet Başkanı Charles de Gaulle'e, İsrail başbakanlarından Ben Gurion'dan Sovyet devriminin babası Lenin'e varıncaya dek, birbirinden etkili onlarca devlet adamının Atatürk hakkındaki benzer yorumlarına rastlayacaktır. Peki neden? Sanırım bunun çarpıcı ve sadece bir tek nedeni var: Atatürk'ün, bu isimlerin takmak istediği, ama takmayı beceremediği şapkaların tümüne sahip olabilmesi; asker, devrimci, ülke kurucu bir devlet adamı olabilmesi.