Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları
Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Mustafa Kemal Paşa, artık Karargâh’tan ayrılarak İstasyon’da bir ev edinmişti. İsmet Bey, ben iyileşir iyileşmez, Karargâh’a gelmemde ısrar ediyordu. Babasının ölmüş olduğunu haber aldığım zaman, onu taziyeye gittim. Beni orada alıkoyarak tekrar vazifeme başlattılar.
Vaktiyle Binbaşı Salih’in işgal ettiği büyük oda on üç küçük bölmeye ayrılmıştı. Bunlardan biri de benimdi. Gözlüklü, şişman bir adam karşıma çıkarak dedi ki:
— Safa geldiniz, uğur getirdiniz, Şark’tan şimdi aldığımız bir telgrafa göre Kâzım Karabekir Kars’a girmiş.
Bundan sonra, küçük bölmelerde oturan zabitlere seslenerek:
— Şark kısmını idare edenler bu akşam tatlı yiyecekler, Garp kısmında olanlar pırasa yiyecekler, dedi. Etrafını yirmi kadar Erkân-ı Harp Zabiti aldı. Bunlar, ben hastayken gelmiş olanlardı. Neşeli, şişman zabit, Mustafa Kemal Paşa’nın yanında hizmet eden Yüzbaşı Tevfik idi (soyadı: Bıyıklı). Kars’ın işgali bizim ümitsiz vaziyetimizde tek ışık olmuştu. Miralay İsmet de çok sevinmişti. Geldi, hemen oturup:
— Kâzım Karabekir’i tebrik edelim, dedi. Derhal bir tebrik telgrafı yazdık. Duyduğuma göre, Miralay İsmet, Mustafa Kemal Paşa ile çalışmadan önce, Kâzım Karabekir’in en yakın arkadaşıymış. Bu sebepten çok memnun görünüyordu.
Karabekir’in bu başarısı, muntazam ordu kurma işiyle uğraşanlara kuvvet verdi. Bu aralık, Ali Fuad Paşa aleyhinde geniş bir propaganda dönüyordu. Onun Mustafa Kemal Paşa’ya rakip olduğunu ileri sürenler vardı. Belki bu yüzden, Mustafa Kemal Paşa da onun çok aleyhinde bulunuyordu. Bu da Ali Fuad’ın çok dostu olan Dr. Adnan’ı ziyadesiyle üzüyordu.
Mustafa Kemal Paşa deniz fenerlerini hatırlatıyordu. Işık saldığı zaman göz kamaştıracak kadar parlak, fakat ışık söndüğü zaman bir şey görmek ihtimali yok. Bu ilk konuşmada onu anlamak kabil değildi.
Mustafa Kemal Atatürk
"Sizi nasıl öve öve bitirebilirim, hiç bilmiyorum Paşam. İçimde size karşı anlatmak istediğim çok şey var. Özellikle sizi görünce içim kıpır kıpır oluyor; aziz varlığınız karşısında tüylerim diken diken oluyor. Böyle hissetmemi çok doğal bir duruma bağlıyorum. Sonuçta hangi insan, büyük bir lider ve çok sevdiği atası hakkında gurur duymaz, tüyleri diken diken olmaz ki? Benim de durumum işte böyle, Atam. Aziz varlığınız karşısında sizinle gurur duyuyor, sizlerden ve kıymetli yol arkadaşlarınızdan cesaret alıyorum. Varlığınızdan ve yüce Türk milleti için yaptığınız çalışmalardan ilham alarak sizin yolunuzdan gidebilmek, bir nebze olsun yüce Türk milleti için çalışmak istiyorum. Sizin gösterdiğiniz hedeflerden şaşmamak, uygar medeniyet olma yolunda gösterdiğiniz hedeflere ulaşmak için elimden geleni yapmak istiyorum ve yapacağım da. Bu yolda elimden geldiğince çok çalışacağım. Sizin yüce Türk milletine ışık olduğunuz gibi ben de olmaya çalışacağım."
Ancak hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır.
Kurduğumuz düzen hep böyle sürüp gidecek sanıyoruz.Birden ip kopar,ışık söner,her şey darmadağın olur…
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir:
Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Her türlü mezhebi ve meşrebi mülahazanın ötesinden bakacak olursak: Hasan el-Basrî, İslam tefekkürünün kurucu isimlerinden biridir. Seçkin sahabilerin ahlak ve aklını kâmil manada temsil eden bir örnektir. O, kendi selefleriyle halefleri arasında sadık bir köprü oldu. Kur'an ile inşa olmuş bir akıl nasıl çalışır, onun canlı timsali oldu. Zamanının ceberut yöneticisine karşı kaleme aldığı Kader Risalesi'nde, ahlaki sorumluluk üzerinden hür iradeyi korkusuzca savundu. Bunu yaparken tek ölçüsü vardı: Vahiy.
O diyordu ki: "Allah'ın sözü karanlığa nisbetle ışık, ölüme nisbetle hayat gibidir.