Kurtuluş Savaşı bittikten sonra Halide Edib, Mustafa Kemal’in yanına gidiyor. "Paşam, ne mutlu bize, savaş bitti," diyor. Mustafa Kemal, "Ne bitmesi hanımefendi, savaş şimdi başlıyor, cehaletle savaşacağız!" diyor. 1922 yılında söylüyor bunu. Aradan 100 yıl geçti, halen savaşımız sürüyor.
Sayfa 55 - Tudem Eğitim Hizmetleri, 1. Baskı, Haz. Barış İnce
BÜTÜN YOLLAR BİR YERDE KESİŞTİ Sarı saçlı mavi gözlü bir dağa gel diye Atatürk'ü istemiyor muydunuz? O bir sırla geldi Gitmemişti aslında siz onu görmediniz, sahip çıkmadınız Heykelleri ve resimleri ile sizi aldatanlara uyup onlara aldandınız Fikirlerinden, eserlerinden ve ilminden bihaber onun düşmanlarının tuzaklarına düşerek
Reklam
Mustafa Kemal Sahnede
Bir tarihi şahsiyetin belirişi, onun kendi vasıfları ve müdahaleleri ile , milletine , kavmine veya çağına şekil veren, yön tayin eden bir şahsiyetin, karar ve hareket sahasına çıkışıdır...
Şimdi bu kavga etmekte olan Müdafaa-Hukukçular ve Kanun-i Esasi'ciler var ya hani, bunların hepsi, aynı tezgâhın ürünü. Dün İstanbul'da mesken tutan, bugün Ankara'da toplanmış bütün bu kadro, Osmanlı'nın rahleyi tedrisinden geçti. Sivil olsun asker olsun hepsi, onun bürokrat kadroları. Demek istediğim, sadece bir ip var yeniden sahnede ve yine, iki cambaz aynı ipte oynuyor. İlk raundu Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları kazandı ama emin ol ötekiler de kolay pes etmez. Benim bildiğim kadar Paşa da bilir bunu ve önlemlerini ona göre almaya başladı işte.."
Sayfa 96 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"Tanzimat ve diğer reformist hareketlerle beraber, kadın birdenbire belli haklara kavuşmuş, eğitim imkanlarından yararlanma şansına erişmiştir.Bu dönem mücadelemizin başlangıcıdır. Cumhuriyetin ilanı ile beraber kadının adı konmuştur. Kadın yüzyıllar boyunca görünmez bir varlıkken perdenin arkasından çıkmış; Meclis'te, üniversitede, şantiyede, sahnede, uçakta, ameliyatta yerini almış meydanları doldurmuştur. Mustafa Kemal'in ifade ettiği gibi "Cumhuriyetin temeli kültür iken, bu temeli sağlayacak olan kadın ve erkek eşit değilse bu medeniyetin ilerlemesi mümkün değildir." Bugün biz ülkemizde oy alıp verebiliyorsak,kanun nezdinde eşit, tek ve hür yaşayabiliyorsak cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren verilen amansız mücadelenin sayesindedir. Hiçbir hak gümüş tepsi üzerinde, kolay bir şekilde kazanılmamıştır."
3 Mart 1925'te TBMM'de kabul edilen Takrir-i Sükûn kanunu üzerine
Şimdi bu kavga etmekte olan Müdafaa-i Hukukçu'lar ve Kanun-i Esasi'ciler var ya hani, onların hepsi aynı tezgahın ürünü. Dün İstanbul'da mesken tutan, bugün Ankara'da toplanmış bütün bu kadro Osmanlı'nın rahleyi tedrisinden geçti. Sivil olsun asker olsun hepsi, onun bürokrat kadroları. Demek istediğim, sadece bir ip var yeniden sahnede ve yine iki cambaz aynı ipte oynuyor. İlk raundu Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları kazandı ama emin ol ötekiler de kolay pes etmez. Benim bildiğim kadar Paşa da bilir bunu ve önlemlerini ona göre almaya başladı işte.
Sayfa 96
Reklam
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.