352 syf.
9/10 puan verdi
İslamiyet öncesi Türk kültüründen kesitler, pantolonu ilk kullanan kavim Sakalar.. Türklerde kadının yeri, o kadın ki bir han olabilmekte, Mustafa Kemal Atatürk'le birlikte seçme ve seçilme hakkına kavuşan kadınlarımızdan bahsediyoruz. Bu kitapla birlikte gördüm ki Mustafa Kemal, Türk kadınına geçmişte yitirdiği bir hakkı bugünün Cumhuriyeti içerisinde yeniden tanımıştır. Bu kitapla birlikte, özlem duyduğum; kanunların günümüz İngiltere'sinde yazılı olmayan ve zamanında Türk'ün yazıya dökülmemiş töresi, törenin önünde eğilen başlar. Günümüz kanun üstünlüğüne doğru, bir adım daha.. 2018 itibariyle geçmişe dönüş yok kabul, lakin bu zihinler için engel değil. O halde Türk, geçmişine kitaplar ışığında dönüp bakmalıdır ki o ışık geleceğimizi aydınlatsın..
Tomris Han
Tomris HanAhmet Haldun Terzioğlu · Kripto Yayınları · 2012872 okunma
İslamiyet ve İslamî iman, ne takvim, saat, başlık, kıyafet, tatil günü, yazı  vb. ile kaimdir, ne de onlar değişti diye elden gider. İslamiyet bu kadar basit,  nesnelere ve görünüşe bağlı, biçimci, özsüz bir ilkel din değildir. Tekkelerin, dergâhların, zaviyelerin kapanması ve tarikatların yasaklanması-  nın da, dinle doğrudan ilgisi yoktur, kapanmalarının da dini engelleyici hiçbir  etkisi olmamıştır. Peygamber zamanında, tekke, dergâh, zaviye, tarikat, cemaat, şeyh, mürşit var  mıydı? Bunlar ne zaman, nerde, nasıl ve neden ortaya çıktı? İbadetler, Kur'an'la  belirlenmiş ve sünnetle açıklanmıştır. Allah'ın belirlediği ibadetlere, yeni ibadet-  ler, ibadet biçim ve âdetleri eklenebilir mi? Bu tavır, Allah'ın ve peygamberin  eksik bıraktığını tamamlamaya kalkışmak, yani Allah'a noksanlık yüklemek ve  ortak olmaya yeltenmek anlamına gelmez mi?
Reklam
Son araştırmalar ortaya koymuştur ki, II. Abdülhamid dönemi (1876-1909), siyasette Batı fikirlerine karşı olmakla beraber, kültür ve eğitim alanında büyük atılımların gerçekleştiği bir dönemdir. Sivil Batıcı eğitimin genelleşmesi, mektebin, kitabın ve gazetenin etkisi altında aynı ilkeleri paylaşan bir kamuoyunun ortaya çıkması, Batılı zihniyette bir seçkin sınıfın oluşması, Mustafa Kemal kuşağını ve onun düşüncelerini anlamak bakımından önemlidir.
Akif Makale
Mehmet Akif, 1908’de II. Meşrutiyet’in İlanı’nın ardından yazdığı ve II. Abdülhamit için “Ne mel’unsun ki rahmetler okuttun rûh-i İblîs’e!” dediği “İstibdad” şiirini “Kardeşim Midhat Cemal’e” diyerek yakın dostu Mithat Cemal’e ithaf etmişti. Bu ithaf sadece bir şairin yakın dostuna yaptığı bir jest değildi. Mahkeme üyeliğinin ardından noterlik
208 syf.
9/10 puan verdi
Mustafa Kemal ve İslamiyet
İstiklal Harbi günlerinde, Sakarya Meydan Muharebelerinin en kritik dönemlerinde, top seslerinin Ankara'dan duyulmaya başlandığı ve Büyük Millet Meclisi'nin Kayseri'ye nakledilmesinin bile düşünüldüğü günlerde, Atatürk, günlük çalışmalarının büyük bir kısmını yürüttüğü ve bugün müze olarak değerlendirilen Ankara Tren İstasyonu'ndaki evde, bir sabah erken kalktığı bir sırada Çavuş Ali Metin'e: Acele olarak Fevzi Paşa'yı telefonla ara, bul ve hemen buraya gelmesini söyle. diyor. Ali Metin, Fevzi Paşa'yı telefonla arayıp bulduğunda, Fevzi Paşa da Atatürk'ün yanına gelmek üzere, hemen evden çıkmakta olduğunu söylüyor. Fevzi Paşa, Atatürk'ün yanına girince, Atatürk ona bir kağıt kalem uzatıp: Bugün gördüğün rüyayı yaz ve bana ver. diyor. Kendisi de bir kağıt kalem alıp aynı şekilde o gün gördüğü rüyayı, Fevzi Paşa'ya vermek üzere yazmaya başlıyor. Yazma işi bittikten sonra, her iki paşa da karşılıklı olarak yazdıklarını alıp okuyorlar ve okuma işi bittikten sonra birbirlerine bakıp sevinçle gülümsüyorlar. Her ikisinin de yazdıklarını kendi kağıtlarından okuyan Çavuş Ali Metin, her iki kağıtta da şu rüyanın yazılmış olduğunu görüyor: Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz, Hacı Bayram-ı Veli'ye diyor ki: "Mustafa'ya söyle, korkmasın, sonunda zafer onların olacak." Bilindiği gibi, aynı gecede rüyalarında Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz, Hacı Bayram-ı Veli'ye bu sözleri söylerken gören o iki muzaffer kumandanın o günkü isimleri, Mustafa Kemal ve Mustafa Fevzidir.
Atatürk ve İslâmiyet
Atatürk ve İslâmiyetAli Kuzu · Parola Yayınları · 201542 okunma
Herkesin Kur'an adına konuşmayı marifet saydığı günümüzde, Kur'an adına söylenenleri hatırlamaya çalışın, sonra da bir bakın aklınızda o Mübarek Kelam'dan neler kalmış!? Hiç düşünü­lüyor mu ki geçen asrın sonlarından itibaren baş­layan Kur' an' da bilimsel keşiflerin şifresini bul­mak çabası, bugün Kur'an'ın tebliğini ne hale ge­tirdi; Kur'an'daki
Sayfa 36
Reklam
222 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.