🗣️ Vizyon ve Misyon Vizyon bir kurumun veya bir araya bir amaç için gelmiş topluluğun gelecek hedeflerini belirlediği ve bu konuda ki bilgiler veren beyan iradesidir. Vizyon amacın ne olduğunu, neler yapılması planlandığını ve nasıl yapılacağını izah eder. Misyon ise o kurum veya topluluğun o amacı neden üstlendiğini açıklar. Ülkemizde 2023
504 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 14 days
Bu kitap, tarihi bir konu üzerinde kurgulanmış bir roman olamamis, olayların kronolojik olarak sıralandigi ve yazarın sürekli olarak Osmanlı ile ilgili herşeyi abartı seviyesinde övdüğü bir kitap olabilmiştir. 540 sayfalık kitapta toplasanız 50 sayfa konuşma geçmemiş, geçen konuşmalar da aşırı basit kalmistir. Kanuni insandan çok bir melek, Osmanlı tam bir cennet ve Osmanlı siyasetcilerinin hepsi bir deha olarak resmedilirken, tüm düşman nüfusu içinde bir tane bile cesur, akıllı, iyi niyetli biri yoktur ve tum düşman siyasetçileri de kendinden başkasını düşünmeyen, zalim, zevk düşkünü, sapik ve yetersiz insanlardır. Kanuni doneminde siyasi değişimlerin belirgin karakterleri, Hürrem Sultan, Pargalı İbrahim Paşa ve Şehzade Mustafa, çok sıradan karakterler olarak akılda kalmayacak kadar az bahsi geçen konular olarak romanda yerini almıştır. Tüm savaş ve sefer konuları aynı şekilde işlenmis, dusman haddini aşmış, sefere cikilmis, galip gelinmiştir ve Mohac gibi muhteşem bir zafer bile digerleri ile aynı şekilde anlatılmıştır. Kitapta ilkokul seviyesinde bile kurgu olusturulamamiştir ve tarihi olaylari azıcık bilen bir insana kesinlikle roman hissiyatı veremeyecek seviyededir. Osmanlı ve özellikle Kanuni dönemi gerçekten bir çok konuda muhteşemdir fakat her devirde olduğu gibi bir çok konu iyi veya kötü olarak algılanabilecekken bu denli bir toz pembe çerçeve çizmek çok çocuksu kalmış sanki. Kısacası, yazar, aslında sadece süslü cümlelerle Kanuni ve Osmanli'yi ovebilmek için kitap yazmıştır. Kendi türünde pek tavsiye edebileceğim bir deneyim olmadı maalesef. Her şeye rağmen verilen emek için teşekkürler.
Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman
Muhteşem Kanuni Sultan SüleymanEbubekir Subaşı · Çelik Yayınevi · 201461 okunma
Reklam
Bir Tutam Ben
"Ya huysuz birisi olmaya devam edecem ya da sahte gülücüklerle sizi kandırmaya." Ne kadar tanıyoruz kendimizi veya ne kadarını tanıtıyoruz bir başkasına? Bugün samimiyetle kendimi ifşalayacağım özel bir gün. Yaparken ve düşünürken çok eğlendim. Adeta gözümün önünde süzüldü koskoca mazi... Film şeridi gibi, belki film
. "İsyanları doğuran nedenler arasında tarımsal verimliliğin düşmesi, nüfus artışı, iklim değişikliği gibi etmenler sayılsa da daha doğrudan bir etmen askerî sınıf içi ilişkilerin aldığı yeni seyirdi.(*) Zaten yaşanan toplumsal hareketlilik esasen köylülere dayandığından, isyanların kökeninde sınıfsal ilişkilerin yatması da doğaldır. 16.
Sayfa 40 - Yordam kitap, Ocak 2022Kitabı okudu
27 Mayıs
Arkadaşlarla birlikte sokağa çıktık. Bütün caddeler, bütün meydanlar cıvıl cıvıldı. Ömrümde görmedim böylesine candan, böylesine coşkulu bir bayram havası. Genellikle hep somurtkan olan milletimizin yüzü gülüyordu. Bu konuda hiçbir emir verilmediği halde, bütün evler, bayraklarla donatılmıştı. Sokaklarda bir tek askerin, bir tek askeri aracın görülmemesi ayrıca dikkatimizi çekti. Harbiye' de Radyo Evinin önünde her zaman duran iki nöbetçi vardı ancak. Türkçe dersi verdiğim İngiliz Konsolosluğundan Potter ile yolda karşılaştım bir ara. "Siz hiç böyle bir darbe gördünüz mü?" diye sordum adama. "Bunu ne ben gördüm, ne başkası görebilir; çünkü bu bir darbe değil" dedi. Sonra "bu, bir 'gentle revolution"' diye ekledi. "Gentle" sözcüğünüμ, "yumuşak, tatlı, kibar, nazik" gibi birçok karşılığı vardır Türkçede. 27 Mayıs, yalnız bu sıfatların hepsine uymakla kalmıyordu. Bizim açımızdan, ardına kadar umuda açılan bir kapıydı aynı zamanda. Benim kadar saf olmayanlar bile umutlar içindeydiler: Uydurma bir demokrasi uğruna, Mustafa Kemal devriminin yok edilmesine göz yumulmayacaktı bundan böyle. Darbeyi yapanlar uslu uslu kışlalarına geri döneceklerdi. Güzel bir anayasa yapılacak ve bu güzel anayasaya uyarak, memleket gül gibi yönetilecekti. 27 Mayıs sayesinde bir iki ay tam bir balayı öforisi yaşadık. Bu öyle bir mutluluktu ki, 27 Mayısın öteki iki askeri darbeye hiç benzemediğini hala içtenlikle savunmaktayım.
Halide edip in ateşle imtihanı
Halide Hanımla bir çatışma konumuz da Mustafa Kemal' di. Mustafa Kemal'i hiç sevmezdi. Onun yakışıklı olduğunu bile kabul etmezdi. Mustafa Kemal'in güzelliğiyle ünlü elleri için, "hiç de güzel değildi elleri; kaplan pençesine benzerdi" demişti bana. Falih Rıfkı'nın bu konuda bir yorumu vardı: Halide Edip, öteki erkekleri etkilediği gibi, Mustafa Kemal'i de etkilemek, ona da egemen olmayı aklına koymuştu. Mustafa Kemal'in, Halide Hanıma gelip, evinde bir acı kahve içerken, "hanımefendi, ne dersiniz, acaba Cumhuriyeti ilan edeyim mi?" ya da "Halifeliği kaldırmamı doğru buluyor musunuz, Hanımefendi?" diye sorarak icazet almasını istemişti. Mustafa Kemal bunu yapmayınca da, ona düşman kesilmişti. Halide Edip'in İngilizce anılarında gördüğüm bir fotoğraf Falih Rıfkı'nın pek yanılmadığım kanıtlıyordu: Fotoğrafçı bir dalgınlık sonucu, Mustafa Kemal ile Halide Edip'i aynı filme çekmişti. Önde net bir Mustafa Kemal; arkasında da, bir gölge halinde, hayal meyal görünen bir Halide Edip vardı. Fotoğrafın altında da "Mustafa Kemal Paşayı yönlendiren kadın" anlamına gelen "the woman behind Mustafa Kemal Pacha" yazılıydı. Halide Edip'in istediği buydu. Gazi'yi desteklemekle kalmayıp, ona yol gösteren kadın durumuna gelmeye karar vermişti. Bu isteğini gerçekleştiremeyeceğini anlayınca da, yenilgiye katlanamamış; memleketten uzaklaşmayı yeğ tutmuştu.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.