“Öldüğümüz zaman, neler olacağı hakkında insanlar pek çok şeye inanırlar,” dedi. “Kimi cennete ya da cehenneme gideceğimizi düşünür. Bazıları küçük çocuklar olarak yeniden doğacağımıza inanırlar…”
Bugün, geçtiğimiz ay okuduğum ve okurken de hayretler içerisinde kaldığım Sai King’in 22/11/63 isimli romanıyla buradayım. Roman, ismini eski ABD başkanı J.F. Kennedy’nin suikasta uğrayarak öldürüldüğü tarihten alıyor. Romanımız, eğer zamanda geçmişe dönülüp Kennedy’e yapılan suikast engellenebilseydi ne olurduyu ve karakterimiz Jack Epping’in geçmişteki yaşantısını kendine konu ediniyor.
Jack Epping, bir restoran deposunun geçmişe, 1957 yılına açıldığını öğrenir ve 800 küsür sayfa süren soluksuz bir macera böylece başlamış olur. Kitabın işlenişi çok derin düşünüldüğü ve zaten usta yazarın karakter oluşturma becerisi de göz önüne alındığında, acaba bunlar gerçekten yaşanmış olabilir mi? diye düşünmedim değil.
Stephen King bu romanında, efsane romanlarından biri olan “O” adlı romanına göndermelerde bulunuyor. İki evren birleşiyor ve biz birkaç sayfa “O” evreninden Beverly ve Richie’yle yeniden bir araya geliyoruz. Bu detay, benim en sevdiğim partlardan biri. En sevdiğim demişken de Sadie Dunhill’i anmamak olmaz
Kitapları birçok kez sinemaya ve televizyona uyarlanan yazarın, elbette ki bu romanının da 2016 yılında televizyona 8 bölümlük bir mini dizi olarak uyarlandığını da yeniden hatırlatayım. Üstelik dizi, IMDB’ye göre 8.1/10 puan!
Daha ne diyebilirim, nasıl övebilirim bilmiyorum :) o yüzden sadece önermekle yetineceğim. Başka bir kitap yorumunda görüşmek üzere!
“…gayeye her yaklaşmada bir huzursuzluk hissedilir. İnsan gayeye ulaşmak için çalışmayı sever, fakat ulaşmayı pek istemez; bu hal hiç şüphesiz çok gülünçtür.”
Hayvan Mezarlığı #publishersweekly ’nin “Stephen King’in bugüne dek yazdığı en korkunç romanı” olarak tanımladığı Hayvan Mezarlığı ile burdayım. Bu tanımın biraz abartı olduğunu düşünüyorum ancak yine de kitabı okurken gerilmediğimi söyleyemem. İtiraf ediyorum zaman zaman da ürkütmedi değil hani.
Louis Creed ve ailesi kırsal bir yerde eski bir eve taşınır. Her şey gerçek olamayacak kadar güzeldir. Ancak evlerinin yakınlarındaki ormanda korkunç bir gizem vardır. Yazarın deyimiyle söylemem gerekirse: ölümden daha korkunç bir şey. Oldukça klasik olduğunu düşünebilirsiniz tabii ama romanın 1980 lerde yazıldığı gerçeğini unutmayalım.
Romanın en sevdiğim yanı kesinlikle Jud Crandall’ın kendisiydi. King’i zaten bilenler bilir, karakter oluşturmada ve okurlarına oluşturduğu karakterleri inandırmakta onun gibisi yoktur. Eee bu adamın kitapları boşuna beyaz perdeye taşınmıyor.
Kitap için uzun cümleler yazmam istenirse epey bir spoiler vermem gerekir. :D Bunu da kimse istemez.
Hayvan Mezarlığı beni heyecanlandıran bir kitaptı ve yazarın kalemine tekrardan hayran kalmamı sağladı. Şimdiki ilk işim kitabın filmini izlemek.