mutasım billah

272 syf.
·
Not rated
·
Read in 99 days
Kitap bölümler halinde sıralanmış. Ancak bölümler arasında bir bağlantı yok. Kâh o konu kâh bu konu şeklinde bir anlam bütünlüğü yok. Ben kitabı tarihimizi idrak ile laik cumhuriyet ülkesinde İslami mücadelenin ilk önderlerini öğrenmek maksadıyla okumaya başladım. Lakin kitap buna pek de müsait değil. Onu baştan söyleyelim. Özellikle Ender Yetişen Bir Hizmet Adamıydı bölümü bir facia. Celal hoca kendisi adına bu methiyeleri duysa okusa yazarı temiz bir dayaktan geçirirdi muhtemelen. Kim olursa olsun Allah adına bir kişiyi temize çıkarmak İslam'dan değildir. Sayfa 90 dayım. İnşaallah kalanı temmenni ettiğim gibidir.
Celâl Hoca
Celâl HocaMustafa Özdamar · Kırk Kandil Yayınları · 201432 okunma
Reklam
382 syf.
10/10 puan verdi
Kazanılmayan Savaş
Otobiyografi türünde olan kitapta yazar 1968 yılında Afganistan'ın Kandahar İlinde başlayan hayatını 2009 yılında kaleme almış. Kitaba başladıktan sonra elimden düşüremedim. Yazar iki yaşında annesiz kalıyor. Babasının imamlık görevi nedeniyle yaşadıkları köyden başka akrabalarının olmadığı bir bölgeye geliyorlar. 7 Yaşına geldiğinde ise babasını kaybediyor. Sovyetlerin işgali ile 10 yaşında mülteci olarak Pakistan sınırına gitmek zorunda kalıyor. Ruslara karşı 15 yaşında savaşmadan önce geçen çocukluğu açlık, sefalet, göç, mültecilik ve ilim peşinde geçiriyor. Sovyet Savaşında birkaç kez ölümle yüz yüze gelen yazarımız ilmi ve feraseti ile dikkat çeker ve komutanlık ve sorumluluk alır hale geliyor. Sovyet savaşından sonra yönetim boşluğu nedeniyle fırsatçılar, hırsızlar ve çeteler yüzünden yaşanması daha da zor hale gelen Afganistan'da Taliban hareketi doğuyor. Savaş yerini tekrar savaşa bırakıyor. Bir avuç talip halkın desteğini alarak çetelerle sonra savaş ağaları ile savaşarak Afganistan’da bir İslam Emirliği kuruluyor. Devlet kademesinde sırasıyla Merkez Bankası Müdürlüğü, Savunma Bakanı, Maden ve Sanayi Bakanı olarak göreve atanıyor. Bu dönemde yorgun Afganistan’ın çaresizliği, yazarımızın çalışkanlıkla bulunduğu makamlardaki icraatları dikkat geçiyor. Yazarımızın akabinde Pakistan Büyükelçisi olarak kritik bir göreve getiriliyor. Hayatının en çilekeş ve mücadele işte burada başlıyor. Devamı mücadele ve Guantanamoda esaret içerisinde geçiyor. Kazanılmayan savaşın hikâyesini okumak, yakın İslam tarihine şahitlik etmek isteyenler okumalı.
Talibanla Geçen Hayatım
Talibanla Geçen HayatımMolla Abdul Selam Zaif · Kuda Kitap · 20198 okunma
112 syf.
·
Not rated
·
Read in 15 days
Kitapta birçok özlü mesaj var. Birçok incelemede bu mesajlara, can alıcı cümlelere dikkat çekilmiş. Benim yazmak istediğim 1909 yılında B 612 yi keşfeden astreodini keşfeden Türk gökbilimci ve kıyafetleri. Yazar lafı kıyafet devrimine bağlamış. Kıyafetleri yüzünden bir insanın dinlenilmemesini yermiş. Ancak devamında “neyse ki” gibi bir ifade ile yermiş olduğu eleştiriye kendisi de düşmüş. Tabi bunlar çevirmenin oyunlarından biri değilse… Bu arada merak edenler için bu Türk gökbilimcinin Salih Zeki Bey olduğu yönünde güçlü deliller var. Salih Zeki Bey, Rasathane-i Amire Müdürüyken 1909 yılında Uluslararası Astronomi Kongresinde sunum yapıyor
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015236.5k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
3/10 puan verdi
Kızım için aldım. Aldıktan sonra incelediğim ve aldığım için pişman olduğum bir kitap. Bundan sonra çocuk kitaplarını alırken önce ciddi bir inceleme yapacağım. Yazarın Hz. Ömer ve Hz. Osman kitaplarını da almıştım. Hepsini inceledim. Yarıdan fazlasını okudum. Maalesef yazar ilginç bir şekilde bu üç kitabında da kitabın yarısında Sahabe Efendilerimizi çok acındırarak ifade etmiş. Örneğin bu kitabın 41. Sayfasında Hz. Ebubekir için ağzı burnu dağılan ifadesi kullanılmış. Çocuk kitabı bu kardeşim. Bu ne demeniz garantili. Almayın böyle kitapları. Kitaplarınızı alırken çok seçici davranın. Bana da ders oldu. Size, çocuğunuza bir şeyler aktaran kitaplar seçin.
Hazreti Ebu Bekir-Peygamberimizin En Yakın Arkadaşı
Hazreti Ebu Bekir-Peygamberimizin En Yakın ArkadaşıAbdullah Kara · Uğurböceği Yayınları · 201741 okunma
·
Not rated
Yazarın hatıratlarından bahsettiği ilk şahsiyet; Natıkası güçlü bir muallim olarak bahsettiği Hacı Süleyman. Natıka Kubbealtı Lügatinde güzel ve doğru söz söyleyen, belâgatla konuşan, konuşma gücü olarak tanımlanmış. Kitabı okurken Türkçe eserde Türkçeye yapmak zorunda olan çevirilerle sözlüğünüzü eline alıyorsunuz ve kelime dağarcığınız gelişiyor elbette. Maalesef bu bizim hal-i pürmelalimiziz. Yine bu acıklı durumdan bir kesit sunuyor kitap bize. Hacı Süleyman’ın 1930 lu yıllarda muallim görevinden azliyle neticelenen müfettiş raporlarında kendisinden; “Umumi ve mesleki bilgisi zayıftır. Fıkıh ve Hadis, Tefsir gibi ölü ve orta zamanda merğub (rağbet edilen) ilimlerde bilgisi iyi imiş. Muasırlaşmak mecburiyetinde olan bir milletin muallimi olamaz… Usulü hafızaya yüklenen ve körü körüne ezberleten sakim (sakat) bir usuldür.” Şeklinde bahsedilmiş. İşte Cumhuriyet döneminin İslama ve Müslümanlara aleni düşmanlığından kareler. Hacı Süleyman, dönemin bu ağır şartlarında (ki öncesinde de yokluk ve savaşlar hâkim) medrese eğitimi görmüş, İslami ilimlerin tedrisatından geçmiş, hafız, imam ve muallim. Ancak Cumhuriyet döneminde muallim olabilmek için cübbesini çıkarmış, sakalını kesmiş. Belki eleştirmek haddimize düşmez lakin “siz onlardan olmadıkça onlar sizden razı olmaz” düsturu ve imtihanlarımız karşısındaki halimiz birer ibret olmalı diye düşünüyorum.
Dağ Ne Kadar Yüce Olsa
Dağ Ne Kadar Yüce Olsaİsmail Kara · Dergah Yayınları · 202030 okunma
Reklam
Reklam