"Her insan düşmüştür zaten bu derde. Gafil olma. İnsan ki yaratılmıştır madem, aşk vardır onun gönlünde. Lakin bilir ya da bilmez, bulur ya da bulmaz, görür ya da görmez. Lakin aşk hep vardır. Sen görmediğin her şeyi yok mu sanırsın? Var olup da görmediğin niceleri vardır. Aşk ki görülmez, bilinmez ve belki de hissedilmez olsa dahi vardır. Onun var olmaklığı insanın varlığından evveldir. Aşksız insana gönül zaten haramdır. Zira aşk gönlün zekatıdır. Zekatını vermeyen nasıl haram mal ile yaşar, nasıl ki boynunda borç ile gezerse aşksız gönlü taşıyan da aynı onun gibidir. Zekat malın kirini, aşk da gönlün kirini alır." dedi ve döndü arkasını, gitti.
Aşk kaderidir insanın, alnında yazısıdır, gönülde sızısıdır. Ve yoksa eğer yani ki yazmamışsa kudret kalemi ile Katip onu alnına, beyhudedir uğraşmak. Yazılamamışı yazmaya çalışmak ne boş iş. Veyl olsun...
"Tesadüf" dedi, "tesadüf diye bir şey yoktur dünyada. Tesadüf, gafillerin sırra verdiği isimdir. Sırrı bilmeyen ona tesadüf der ancak. Hakikati bilen hakikati görür. Tesadüf, cahillerin ve gönlü körlerin avuntusu..."
"... Bir evlat dahi babasına, anasına nispetle çağrılırken; kaşı, gözü, anasına, babasına benzerken onu en başta var edenin esma tecellisinden neden etkilenmesin?..."