Benim yaşlarımdaki çoğu gencin hayatında; Neye/kime inandığını, Neden inandığını sorguladığı fakat hiçbir sorusuna cevap bulamadığı bir dönem vardır. Yargılarız, kötülük yaparız, umursamaz davranırız, isyan ederiz. Kime ve neye İsyan ettiğimizi bile bilmeyiz bazen. O kadar boşlukta kalırız ki ne için bu dünyada olduğumuzu bile sorgularız. Kaç yaşınızda olursanız olun hayatınızın bir kesiminde bile benim gibi düşünmüşseniz, Bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
İnsan; annesiz, babasız, mülksüz; yemek yemeden, yatacak bir yeri olmadan bile yaşayabilir ama içinde en ufak bir toz kırıntısı kadar merhamet, sevgi, yüreğinde tanrı inancı yoksa yaşayamaz. İnsan güçsüz düştüğünde ona tekrar ayağa kaldırabilecek bir umudu, inancı yoksa yaşayamaz.
Tolstoy bu kitapta, insanın gerçek mutluluğunun ne olduğunu ve hayattaki anlam arayışını çok net ele almış. Ayrıca kendi yaşadığı deneyimleri de bir nebze yansıtmış ve hayat felsefesi hakkında bize biraz ipucu vermiş.
Farklı sınıflardan ve yaşam tarzlarından insanların hikayelerini, her karakterin hayatındaki sorunları, sıkıntıları ve çatışmaları, insanın gerçek mutluluğu bulmak için izlediği yolu anlatırken karakterlerin maddi zenginliklerinin onları mutlu etmediğini ve gerçek mutluluğun manevi huzurda olduğunu da anlatmış.
Anlamak isteyen için kılavuz niteliğinde ilham dolu mükemmel bir kitaptı, iyi okumalar dilerim…