Yaradılışımız gereği yoğun zevkleri yalnızca tezatlar sayesinde tadabilir, yeknesaklıktan fazla keyif almayız. Bu yüzden de mutlu olma ihtimalimiz daha en başından, yaradılışımız gereği, sınırlanmıştır. Mutsuzluğu deneyimlemekse çok daha kolaydır.
İşte hayat bu kadar kısaydı, Tanrı mı istemişti gerçekten bu kadar acı çekmemizi?
Öldükten sonra mutlu olabilme ihtimalimiz yetiyor muydu ölünceye kadar yaşanan acı ve ıstırbı açıklamaya?
Şüpheye yer bırakmayacak kadar tatmin edici cevaplar aldığımızda mı bıraktık sorgulamayı ve başladık inanmaya.
Oysa ki ne çabuk unuttuk ve kabullendik, verilen cevaplarında bizim gibi faniler ve bilgileri yaşadığı hayat kadar olan insan(lar) tarafından verilmiş olma ihtimallerini.