Ahlak dediğimiz şey, insanlar için konulmuş bir tür karayolları trafik kanunudur. Ve bilimden bir çeşit ahlak sistemi yaratmasını beklemek gayet mantıksızdır. Bu arada şunu da hatırlatmakta fayda var: Daha dün dörtgen şeklinde olduğu sanılan atomun bugün yuvarlak olduğu düşünülüyor ve dini bütün insanlar bunu fırsat bilip haksız ve kasıtlı bir şekilde bu durumdan nemalanıyorlar. Öyleyse, fizik bilimi doğa üzerindeki egemenliğimizi daha da güçlendirdiği zaman, bu insanlar meydana gelen tüm değişikliklere karşı gene böyle umursamaz ve ilgisiz kalsın.
Sayfa 122Kitabı okudu
"Bilim öncesi günler" diye niteleyebileceğimiz zamanlarda, insanlar rüyaları yorumlama konusunda herhangi bir belirsizlik yaşamıyorlardı. O günlerde, rüyalar cin veya şeytan gibi habis ruhların ya da melek veya Tanrı gibi kutsal güçlerin bir çeşit dışavurumu olarak algılanıyordu. Ancak, bilimsel düşüncenin doğuşu ve yaygınlaşmasıyla birlikte bu dışavurumcu mitoloji yerini psikolojiye bıraktı. Günümüzde rüyanın, rüya gören kişinin ruhsal bir eylemi olduğundan şüphe eden eğitimli insan sayısı oldukça azdır.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Gördüğünüz gibi, hayat bize karşı çok acımasız: Sürekli kaldıramayacağımız kadar acı, hayal kırıklığı ve yapılması mümkün olmayan türlü türlü şeylerle imtihan ediyor bizleri. Bir şeye fazla katlanabilmek için geçici önlemler almak bizi o şeyden kurtarmaz. Bu türden önlemleri üçe ayırabiliriz. Birincisi, içinde bulunduğumuz sefil durumu hafife almamıza sebep olan güçlü saptırmalar; ikincisi, bu sefalet hissini azaltan geçici tatminler; üçüncüsü ise, bizleri bu hisse karşı duyarsızlaştıran uyuşturucu maddelerdir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Öleceğiz diye hiç yaşamayacak değiliz. Zaten yaşadığımızı varsayarsak ölebiliriz. Çiçekleri, ağaçları, yağmuru, yağmur sonrası toprak kokusunu sevebiliriz. Hayatta sevilecek şeyler de var elbet. Bardağın ne boş tarafını ne de dolu tarafını görelim, bardağı olduğu gibi görelim. İş meselesi insanı ya köle ya da vezir yapacak konulardan biridir. İstemediğin bir işte çalışmanın acısı serçe parmağını çarpmaktan bile fenadır. Çünkü çarpmanın acısı birkaç dakika, sevmediğin bir işte çalışmanın acısı ömür boyu sürer.
Sayfa 117Kitabı okudu
Hepinizin de bildiği gibi, Aristo'dan önce gelen antik düşünürler, rüyayı rüya gören zihnin bir ürünü olarak değil, bir tür vahiy olarak görmüşlerdir. Ve hep olduğu gibi, antik çağlarda da rüyalarla ilgili iki karşıt görüş vardı. Bunlardan biri, rüya gören kişiyi uyarmak veya onu gelecekten haberdar etmek için gönderilen gerçek ve değerli rüyalar; diğeri ise, rüya gören kişiyi yanıltmak veya yıkıma sürüklemek için gönderilen sahte, değersiz ve boş rüyalardı.
Sayfa 109Kitabı okudu
Tüm görkemiyle dinin gerçek değerini tespit etmek isteyen biri, onun insanlar için hangi misyonları yüklendiğini mutlaka dikkate almalıdır. Din, insanlara sadece evrenin kaynağı ve kökeni hakkında bilgi vermekle kalmayıp onları hayatın cilveleri karşısında koruyacağını ve her şeye rağmen mutlu edeceğini de vaat eder. Ayrıca, sahip olduğu her türlü otorite tarafından desteklenen ilkeleri de kullanarak, insanların düşünce ve davranışlarını istediği gibi yönlendirir.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.