NOT: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Uzun bir makale konusu, tez ya da kitap olabilecek "kadınların tarihi"ne dair kısa bir yazıdır. Yine de bir incelemeye göre uzundur. 10'dan fazla alıntıyla da yazıyı zenginleştirmeye çalıştım. Ve rahat okunması için konu başlıklarına ayırdım. Yalnızca kitapla ilgili kısımları merak edenler
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Kitaba yeni yılı yalnız karşılayan biri olarak isminin çekiciliği üzerine başladım. Defalarca tavsiye aldığımı ve karşılaştığımı da söylemeliyim...
Aynı duygularla başladığım bir diğer kitapta
Yüzyıllık Yalnızlık olmuştu.
Bizim edebiyatımızdan bence dünya çapında değeri olan bir eserdi. Yüzyıllık Yalnızlık'la konu bakımından aynı olduğunu söylesem eminim
Bir ömür nasıl yaşanır?
Ve bir ömür nasıl yaşanmamalı?
“İşte bu iki sorunun cevabı, bu kitapta!” diyemem. Çünkü her insan özeldir, her insan farklı koşullar içinde doğar ve hayatını idame ettirir. Sanılmasın ki, İlber Hoca da bu en iyi ben bilirimci iddia içinde. Yalnızca çok okuyan, çok gezen, sosyal ve kültürlü birinden tavsiyeler edineceksiniz
İncelemeye başlamadan önce kitabı bana hediye eden https://1000kitap.com/1hicc_ kardeşime çok teşekkür ediyorum. Gönderisine yaptığım bir yoruma karşılık olarak hediye etmek istemesi çok naif bir davranış gerçekten. Böyle ince davranışlara hasret kaldık. Allah razı olsun kardeşim.
Tarık Tufan kitaplarını kendimi kötü hissettiğim zamanlarda okumak nasip oluyor
(Biraz abartarak söylüyorum,dikkat)
Bu kitabın; kendimle ilgili ifade edemediğim şeyleri ifade ettiğini,bilmediğim şeyleri bildiğini,fazlasıyla beni kapsadığını bilen, kitabın benimle olan bağından haberdar olan bir yakınımın bu kitabı okumasını istemezdim. Başkasının hakkımda bilmedikleriyle var etmeye çalıştığım özümü çökertebilir bu ifşa,
"Eğer okuduğumuz kitap bizi kafamızın ortasına inen bir yumruk gibi sarsmıyorsa, niye boşuna okuyalım ki?
Bizi mutlu etsin diye mi? Tanrım! Mutlu olmak için kitap okuyorsak hiç kitabımız olmasın daha iyi; bizi mutlu eden o kitapları yeri geldiğinde kendimiz bile yazabiliriz.
Bizi yıkıma uğratan ve derin bir kedere boğan kitaplar okumalıyız;
AŞK ve MÜZE ÜZERİNE
Şöyle bir sualle başlamak istiyorum yazıma; aşk nedir ya da ne değildir? Kendi adıma, hayat sahnesinde gözlemlediğim kadarıyla, dizginleyemediğimiz dürtülerle başlayan, her an birlikte olma isteği ile sürekli tetiklenen, heyecan ve mutluluk uyandıran, içine ara ara ızdırap karışmış fakat şiddetinin büyüklüğüne bağlı olarak bir
Düşünce hataları, özellikle sıkıntılı olduğumuz anlarda aklımıza birdenbire gelen, ilk anda
mantıklı görünen ve genelde olumsuz duygularla bağlantılı bir takım varsayım veya
düşüncelerdir. Hata diye adlandırılmalarının sebebi, duruma veya somut koşullara
uygunlukları sorgulanmaksızın kabul edilmeleri ve zaman zaman gerçeklik çarpıtmaları
AŞK MAHKUMU
Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi.
Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
FELSEFE ÖĞRENCİLERİ HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER!
Bu programın öğrencileri, ülkemizde zekaları ve inançları konusunda en çok yorum/eleştiri yapılan öğrencilerdendir. Şüphe götürmeyen gerçek şudur ki, üç kuruş puanımızla, diploma aşkı ve para sevdası gütmeden okuduğumuz bölümün tasası sizlere düştü. Bizleri çok zeki sananlar (çok teşekkürler
youtu.be/YoQ6RECY0lI
İnsan olarak en çetin uğraşımız sahici ve halis olabilmek. Sözü ortamına göre eğip bükmemek, kendi olmak cesaretini gösterebilmek, kalabalığın isterisine kapılıp gitmemek. Selamet der kenarest. Özü sözü bir, hayallerine ve değerlerine sadık insan olarak, iç bütünlüğünü büyütebilmek. Çakallaşmamak. Kendi hakikatine
"Bu sizin için daha iyi ya. Gövdesinin sınırlarını bilmek, gerçek önsezidir. Ayrıca bu önemli de değil. Kendimiz olmaya zamanımız yok. Ancak mutlu olmaya zamanımız var. Ama, şu kimliksizlik düşüncenizi bana açıklasanız, canınızı sıkar mı?"