Amerika’daki dönemin sosyo-ekonomik koşullarının yansıtıldığı eserlerinden biri olan Fareler ve İnsanlar’da Steinbeck; dostluktan yalnızlığa, ırkçılıktan parasızlığa pek çok sosyal konuya değiniyor. Her ne kadar bir tarih aralığı belirtmemiş olsa da olayların Büyük Buhran döneminde geçtiği anlaşılıyor. Ve öyle dönemlerde hayatta kalmak için bir iş sahibi olmak ne kadar önemliyse işe yaramayacak durumda olmamak da bir o kadar önemli oluyor.
Romanın iki başkahramanı George ve Lennie birbirlerinin tam tersi özelliklere sahiptir. Bu iki yakın arkadaştan biri ne kadar zeki ise diğeri de o kadar kıt akıllıdır. Onların dostluğunun tam olarak ne zaman başladığını bilememekle birlikte uzun zamandır birlikte yolculuk edip çiftliklerde çalıştıklarını, Lennie’nin sonsuz bir güvenle George’a bağlı olduğunu, birbirlerine olan inançlarıyla ve paylaştıkları hayalleriyle her gün yaşama tutunduklarını biliyoruz. George yaptığı plan ve hesaplarla bir gün Lennie ile kendilerine ait bir araziye sahip olacaklarını, orada kimseye ihtiyaç duymadan kendi tarlalarında ekip biçip ürettikleriyle karınlarını doyurup özgür ve mutlu bir hayat yaşayacakları hayalini her gün Lennie’ye anlatmaktadır. Bu hayal, Lennie’nin hayatındaki en büyük mutluluğudur.
Dünyada çekilen acıların ve sefaletin toplamını sonsuz şekilde azaltma gücü elimizde ama zıt nitelikte usdışı inanışların insan ırkını karşılıklı olarak düşmanlık besleyen gruplara bölmesine izin verdiğimiz sürece bunda başarılı olamayız. İnsanlık, her alanda olduğu gibi siyasette de en büyük grupların bile bireylerden oluştuğunun, bireylerin mutlu ve üzgün olabileceklerinin ve dünyada acı çeken her bireyin insan bilgeliğinin ve müşterek insanlığın bir başarısızlığını temsil ettiğinin hatırlanmasıyla bilgeliğe ulaşabilir. Devlet idaresinin hedefleri soyut olmamalı. Ebeveynlerin küçük çocuklarına karşı duyduğu sevgi kadar somut olmalı. Dünyanın bilgeliğe ve eşit ölçüde insani sıcaklığa ihtiyacı var. Şu anda bunların her ikisi de eksik ama bunun sonsuza dek böyle olmayacağını ancak umabiliriz.
Görüyorum önünüzdeki her şeyi mutsuzluğu kanı ve usancı
Hatalarımızdan hiçbir şey anlamamış olacaksınız
Düşlerimizden hiçbir şey öğrenemeyeceksiniz
Hiçbir işinize yaramamış olacağız bedelini kendiniz
ödeyeceksiniz
Omzunuzun çöktüğünü görüyorum Alnınızdaki alışkanlıkların kırışıklıklarını