Bütün bir yaşamı dolu dolu yaşamış bir kadında yeni meraklar, yeni ilgiler, yeni umutlar uyandırmak için her şey farklı olmalıydı. Aşkı, hiçbir şeyin aracı olmayan, başlangıcı ve sonu kendi içinde bir mutluluk olarak düşünmeyi öğretmeliydi ona.
...
Bir ip gibi boğazına oturan sokaklar, ufukların ardında insan içine karışmış bir gökyüzüydü. Burada mutluluk kişiliksiz bir duyguyken, uzaklarda acı bile yaşama bağlıyordu insanı.