İnsanlar sessizlik ararlar hatta ne güzel bir slogandır di mi… Kahve, sessizlik ve kitap bazıları buna sigarada ekliyor… Bazıları da romantik duygularına esir olup kahve, kitap, sessizlik ve sen diye ekliyor.
İşte insan neyden haz ve mutluluk alıyorsa bu derlemeye ekliyor. Ama hep içinde sessizlik oluyor. Sessizliği arıyor insan. Aslında kendini arıyor insan. Ama bulamadığını düşünüp bırakıyor aramayı.
İnsanlar sormalı Neden? sessizliği bulamıyoruz.
Eksiklik bizde sessizlik bulunmaz çünkü sen kendin yaratacaksın. Gürültünün içinde, kalabalığın içinde de olsa kendin yaratacaksın… Sessizlik gelip seni bulacak bir misafir değildir çünkü.
Kendi sessizlik köşeni bulman lazım.
Bu evinin bir köşesi de olabilir. Oturduğun yere yakın bir yerde bir yer de olabilir. Burayı oluşturman lazım.
Nasıl Peygamberimiz HZ. Muhammed'in Hira dağında mağarada oluşturduğu gibi. şehrin dışında kendini dinlediği ve ruhunu dinlendirdiği sessiz bir yerdi. Buraya gider, düşünür ve tefekkür ederdi.
İşte bizde bundan nasihatler çıkarmalıyız. Kendi sessizlik mağaramızı ruhumuzu dinlendirme yerimizi bulmalıyız. Buraya sessizliği bozucu ve ruhumuzun dinlenmesini etkileyecek hiçbir şey almamalıyız. Telefonu unut, 15 dakika da olsa unut ve dinle ruhunu.
Bir kitapta okumuştum... En güzel kitap kişinin kendisidir. En şanslı okuyucu ruhunu dinleyip okumasını bilendir demişti. Haklıydı yazar.
Doğayı ve kendini okursa insan, ruhunu dinleyip onlardan dersler çıkarabilirse birçok şey birçok sorun aslında çözülecek.
Güzel bir şey, ruhunu dinleyecek sessizliğe sahip olmak. Umarım herkes oluşturabilir böyle bir ruh terapi yerini.