"Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Aşk hariç!"
Sevgili Galip,
Senin hikâyeni yazmak iğneyle kuyu kazmak kadar zordu, ancak seni anlamak ondan bile daha zordu. Kaleme alındığından beri hakkında bir sürü şey yazıldı çizildi, pek çok akademik çalışmaya ilham oldun, seni sevenlerimiz de oldu, senden nefret edenlerimiz de. Seni büyük
Yaşıyor mu yum ? bilmiyorum
Sensizlik canıma okuyor
Gözyaşlarım sel oluyor
Sensizlik ÖLÜM halimi kimse
anlamıyorSevdanın en karasını yaşamaktayım
Belirsizlikler beynimi kemirmekte
Her şey den geçiyorum kendimden bile
Bu Gün Seni Yüreğimde Öldürdüm...!
Ne Zaman Islatsa Yağmur Bu Kaldırımları Buğulu Bir Hal Alır Gözlerim Sonra Süzülür Gözyaşı Tanecikleri...
Ne Zaman Ağlayıp Sızlasa Bir Yorgun Bulut Kıramaz Gönlüm Esaret Zincirlerini...
Yüreğim Saçlarımdan Dağınık Gözlerimde Ümitsiz Bir Bekleyiş, Kederler İçinde Yalnızlığımı Öğütüyorum...
Sevgimi Ayağının Altına
Önemsensin istiyor herkes.
Ciddiye alınsın, anlattığı dinlensin, tesadüf karşılaşmalarda eli sıkılsın, hatırı sorulsun, “vaktin varsa bir çay içelim mi” densin.
Hepsi bu!
Yalanlar sırf bu yüzden söyleniyor, vaatler de öyle.
Azıcık göze batmak, ön plana çıkmak, farklı görünmek, ille de karşıdakine “vaay be” dedirtmek…
“ Sen ne adammışsın da