Ben, bilmediğim yerde bilmediğim hayatı olan, hiç görmediğim annemin yanına gelmek için gösterdiğim cesareti, çok iyi bildiğim babamın yanına dönmek için gösterememiştim...
Herkes annesinin kekini, reçelini, sarılıp öpmesini tebessümle hatırlarken, ne gözlerimi dolduran bir anın ne de sana kinlenecek bir davranışın oldu hatıralarımda...
Ekmek için bakkala göndermeye kıyamadığım Ali'm, bu vesileyle de olsa babasının isteğini yerine getirmekten heyecan, bense onun boş şişelerini atmaktan utanç duyardım.
Karagöz olarak sahneye çıktığımda, Hacivat ile ilk atışmamıza başlamadan düzgün takamadığım bıyığımın düşmesi, herkesi güldürmüştü. Salonda annem olsaydı belki ben de gülerdim…