Sonra çağrışımlar başlar
Güzel müzik alırsın. Öyle havalı şeyler değil, içini dışına çıkaracaklardan en fenasını seçersin. Şahsen ben Müzeyyen Senar tercih ederim. Behiye Aksoy da iyidir. Yenilerden, Göksel'dir, Duman'dır, Aylin Aslım'dır, Mor ve Ötesi' dir, Erkan Oğur' dur; bu insanlar da karşılar ihtiyacı.
Yok, "Ben düşsem de kaliteyi düşürmem," diye bir hırs içerisindeyse kişi, arzuya göre Billie Holiday, PJ Harvey, Alanis Morisette, Marianne Faithfull (ve fark ettim ki hepsi kadın) da "gider". Bakma, zorlarsan, elde avuçta yoksa, Bach'la da düşülür.
"Müzeyyen Güner'dim ben. Müzeyyen! Benim adım Müzeyyen. Babam Mehmet Tahir Bey koymuştu bu ismi bana. Pek severdi rahmetli taş plakları, içli şarkıları ve Müzeyyen Senar'ı.
İsmimin hikâyesini hatırlamam iyi hoş da bir de şu telefonumun yerini hatırlasam hiç fena olmaz. Dün hava çok güzeldi diye akşam yemeğimizi bahçede yemiştik, orada mı bıraktım acaba? Yok o dün değildi. Dün müydü?"