Bir solukta okudum dediğimiz kitaplar vardır ya işte tam da öyle... Tansiyonu yüksek merak ve ümit hiç eksik tutulmadan olay örgüsü kurulmuş. Hüzün ve mutluluk öyle iç içe ki tam gözleriniz dolarken yüzünüz gülümseyebilir. Olay örgüsünün içinde sezdirmeden işlenen toplumun, eğitimcilerin ve ailelerin özel gereksinimli bireylere karşı davranış biçimleri hakkında hem tespitler hem de dersler hepimizin bilinçlenmeye ihtiyacı olan noktalardan. Otizmi anlamlandırabilmek adına; filmlerdeki gibi olmadığı fakat gerçek hayatta nasıl olabileceğini anlatan kendi şahsına münhasır bir kitap.
Toplumumuzda başkalarını önemseyenlere, iyilik neferlerine, "ahlak azizleri" ne daha fazla şükran göstermemiz, onları baş tacı ederek toplumsal önderler haline getirmemiz gerekiyor.
İnsanın gönlüne rahatlık veren şeyleri çok az gördüğümüz için sonsuz bir eserde, tabii, güzel, tatlı, ruhu okşayan şeyleri tercih etmekteyiz. Bütün dertlerimizi, acılarımızı unutmak istiyoruz.
Hayatta öyle dertler vardır ki, yalnızlık halinde ruhu cüzzam gibi sarar ve kemiriverirler. Bunlar öyle bir başkasına anlatılacak türden dertler değil.