368 syf.
10/10 puan verdi
“Müzik durduğunda ve herkes eve döndüğünde. Gün bittiğinde ve artık etrafında kendini eğlendirecek kimseyi bulamadığında. Makyajını silip o gün taktığı cesaret maskesini çıkardığında, derinlere gömdüğü iblisler kimseyi bulamayınca onunla oynamaya başlıyor mu?“ “Gözlerimden yaşlar akıyordu, çok yorulmuştum. Hissettiğim ve söylemek istediğim her şeyi içime atmaktan çok yorulmuştum. Olmadığım biri gibi davranmaktan ve yaparken hiç de eğlenmediğim hatalar yapmaktan yorulmuştum. Bunu hissetmek istiyordum. Elimden geldiğince onda kaybolmak.” Kesinlikle bayılarak okuduğum kitap oldu neden bu kadar geç okumuşum bilmiyorum kitaba bayıldım heleki Şeytanın Gecesi serisine olan bağlantısına orada olan karakterlerle tekrar karşılaşmak mükemmel sıcacık bir his verdi Günaha Davet ve serinin devamını okumadan önce bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum seriyle küçükte olsa bağlantısı var Ryen ve Misha küçüklüklerinden itibaren birbirlerinin mektup arkadaşıdırlar birbirlerini hiç görmemişlerdir ta ki bir gece Misha’nın grubunun konserinde karşılaştıkları zamana kadar fakat konu bu şekilde ilerlemiyor erkek karakterimiz kızı tanıyor fakat uzun bir süre boyunca kendisini farklı bir karakter olarak tanıtıyor olay örgüsü bu şekilde başlıyor bu kitabın içerisinde o kadar derin ve o kadar anlamlı mesajlar var ki anlayana çok şey kazandıracağını düşünüyorum…
Punk 57
Punk 57Penelope Douglas · Dex Kitap · 2022766 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Nuyageva: kimliği belirsiz kişi
"Ayrılığın okşadığı kalbime Yağmurlar küskün şimdi" [Sf 49] Bir insanı anlamak isteyen kişi ,önce sözlerine sonra davranışlarına, hayatına bakar.
Nurullah Genç
Nurullah Genç
'in çoğu kitabı gayet anlaşılır bir üslupta ve çoğu şiiri ruhu geçip kalbe dokunuyor.. Kütüphanede görünce kitabını, bir dost bulmuş gibi sevindim. İlk yağmur şiiri ile tanışmıştım şâirimizin. 'Yağmur şiirini yazmak için 3 ay boyunca duvarlarla konuştum' cümlesi beni çok etkilemişti. Hep yağmur şiirinde kendimi görmüştüm, zamanımızı, âhir zamanı anlattığını hissetmiştim. Daha sonra bu şâir hakkında merak duygusu hissettim ve diğer şiir kitaplarını da okumak istedim. Nuyageva da hiç şaşırtmadı beni. Te kelimeyle Mükemmel.. Yaşarken yapılacaklar listesinde mutlaka kendisiyle tanışmam vardı. Bizzat tanışmış sayılmam ama söyleşisine katılmıştım. Sohbeti bile bu kitabı yazan zarif gönüllü şâir Nurullah Genç olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Anlaşılır üslubundan ciddi durduğunda bile her dâim tebessüm edermiş gibi görünen çehresinden, zarif gönlünden dolayı favorilerimden ilk sırada kendisi :) Bir de fon müzik ile okumak... Şimdi bu kadar güzel bir kitabı kütüphaneye nasıl geri vereceğimi düşünüyorum kara kara. En kısa zamanda alacağım ve çok güzel birine emanet edeceğim insaAllah seni. "Nuyageva, kucaklarım dopdolu andıkça ağladığım hatıralarla..."
Nuyageva
NuyagevaNurullah Genç · Timaş Yayınları · 2020390 okunma
Reklam
336 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bugün adın okyanus olsun
Bu kitabı 17 yaşını doldurmadan okumanızı tavsiye ederim çünkü hayata bakış açınızı değiştirecek bir kitaptan söz edebilirim en azından benim hayatıma ufacıkda olsa dokunuşları olan bir kitap… ‘’ Bu hikaye; en sevdiği film Titanik olanlara, Jack Dowson’a, hayatını Rose gibi perdenin arkasında yaşayan güçlü küçük kızlara… Kumarda hayatının şansını
01:01 Bugün Adımı Sen Koy
01:01 Bugün Adımı Sen KoyN. G. Kabal · Ephesus Yayınları · 20204,944 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dönemin çok konuşulanlarından olan Zenci Adası, zenginden zengine, elden ele dolaşıyor ancak şuan kime ait olduğu konusunda bir şey bilinmiyor. 8 talihli(!) kişi meraklıların gözlerini ayırmadığı bu adaya davet ediliyor. -Bedava tatile kim hayır der? Ya da ücreti bol olan bir işe?- Kişisel isteklerine hitap eden mektuplar hayır denmeyi imkânsız kılıyor. Yolculuklarının ardından adaya varan konukları uşak ve karısı karşılıyor. Ev sahibi gecikeceğine dair bir mektup bırakmış. İki gün önce işe başlayan uşak ve karısı da ev sahibini görmemişler. Güzel bir yemek yiyen ve hoş vakit geçiren konuklar sohbet ederken bir anda gramofon çalmaya başlıyor. Gramofonda çalan müzik değil, bir kayıt. Hepsinin suçlarını birer birer söyleyen ses durduğunda, şok ve korku içinde kalan konuklar kendilerini açıklamaya, söylenenleri yalanlamaya başlıyor. O sırada uşağın karısı fenalık geçiriyor. O dinlenmeye giderken elindeki içkiden bir yudum alan Anthony Marston ölüyor. Yemek masasındaki en dikkat çekici şey ortadaki zenci bibloları; her ölümün ardından bir biblo kayboluyor. Adayı arayan konuklar kimseyi ya da saklanacak bir delik bulamıyor. Katil aralarından biri… Peki kim? Okurken ilk tahmin ettiğim kişi katil çıktı ancak cinayetleri nasıl işlediğini anlayamadım ben. Agatha’nın kitabın sonunda ölümleri sırasıyla açıklaması benim açımdan iyi oldu. Sevdiğim polisiye yazarların arasına adını yazan Agatha’yı okumanızı hepinize öneririm.
On Küçük Zenci
On Küçük ZenciAgatha Christie · Altın Kitaplar · 201863 okunma