Agâh

Agâh
@myosotis
İstanbul
4 reader point
Joined on December 2016
Bir gün yine Atatürk, tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt meselesi dururken devlet başkanının kendini tarihe vermesi, Vasıf Çınar'ın biraz canını sıkmış olacak ki, Atatürk'e şöyle dediğini duydum: "Paşam! Tarihle uğraşıp kafanı yorma... 19 Mayıs'ta kitap okuyarak mı Samsun'a çıktın? Atatürk, Vasıf Çınar'ın bu çok samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi: "Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiç birini yapamazdım..."
Sayfa 208 - Fer Yayınları
Reklam
Afgan kralı Emanullah Han, Türkiye'yi ziyaretinden sonra, ülkesinde burada gördüklerini derhal uygulamak istediği zaman, isyan ile karşılaşmıştı. Atatürk'ün sabık Kral ile yaptığı sonraki görüşmesinde yanlarında bulunmuştum. Ona söylediği şu olmuştur: "Milleti ve içtimai [toplumsal] zemini hazırlamadan inkılaplar yapılamaz." Ancak Atatürk, kadın vatandaşa, kültür seviyesinin yükselmesini esas görmüş ve her meslekte çalışma yeteneğinin gelişmesine olanak sağlatmıştır. Bugün, ulus yaşamımız içinde, kadının düşünsel ve bedenen çalışması ile Türk toplumu uygar dünyada gerçek yerini almaktadır.
Sayfa 359 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Serbest Fırka denemesinde solculardan çok gene öbür grubun sesi çıktı. Neticede partiyi kurmakla görevlendirilen yakın arkadaşı bile işin nereye gittiğini fark edemedi. Mesela Makbule Hanım en başında icazetle o tarafa katılmıştır. Fakat kendisini o kadar kaptırmış ki bir süre sonra Yalova köylerinde rejim aleyhine “Din ortadan kalktı” tarzında konuşmaya başlamış. Burada iş çok tatsız bir aşamaya ulaşmıştır.
Sayfa 99 - Timaş Yayınları

Reader Follow Recommendations

See All
Maymunların İdamı
Üçüncü Murad'ın hocası Abdülkerim Efendi gayet mutaassıp, asabi, her aklına geleni yapan, Padişah üzerindeki nüfuzuna dayanarak hiç kimseden korkmayan bir adamdı. Güzel konuşur, camilerde vaaz ettiği zaman dinleyicileri kendisine meftun ederdi. Bir gün, hoca efendi bir kitapta "Maymun fuhuşa alet olur" diye bir bend okumuş, asabiyetinden ateş kesilmişti; hemen arkasına binlerce insan toplayarak Azapkapısı çarşısına gitmiş, maymuncu dükkanlarını basmış, ne kadar maymun varsa yakalatıp biçare hayvanları oradaki ağaçlara astırarak idam ettirmişti. Halk da pek haklı olarak bu mutaassıp hocaya "Maymunkeş" lakabını takmıştı.
Sayfa 9 - Varlık Yayınları
Ama ben varım. Şüphesiz birey olarak değil; çünkü bu anlamda, kafatasımın içindeki karınca yuvasında barınan birkaç milyar sinir hücresinden oluşan bir başka topluluk ile onun robotu olan vücudum arasındaki mücadelenin her an hırpalanan hedefi olma dışında ben neyim? Ne psikoloji, ne metafizik, ne sanat bana sığınak oluyor. Bunlar, bir gün ortaya çıkacak yeni tür bir sosyolojinin, artık kendi içinde de inceleyebileceği mitoslardır.
Sayfa 435 - Yapı Kredi Yayınları