Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
mizgin güleç
mizgin güleç
@mzgnglc
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ,
Ve bir orman gibi kardeşçesine. ( Nazım Hikmet )
iş güvenliği uzmanı
BÜ
Rize
20 Mart
77 okur puanı
Ağustos 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Yeşil Kiraz 2
Merhaba arkadaşlar
Bu gün uzun zaman önce okuduğum ama yorumunu bir türlü yazamadığım o şahane kitabım ile karşınızdayım .
Birinci kitapta kirazın çoçukluk ve gençlik dönemine değinmişti , ikinci kitabında ise üniversite dönemine ve iş hayatına , kendi ayakları üzerinde duran güçlü kadının hayatını ele almıştır .
Bu kitapta bizi bambaşka bir kiraz karşılıyor , kiraz ingiltere dünya kolejini kazanıyor ve acılarını bastırmak için hayatına ve derslerine sımsıkı sarılıp harika bir iş kadını olmayı başarıyor . Kiraz üniversite döneminde dağçılık kampında kayak yapmaya gittiği dönemde genç bir cinli’nin hayatını kurtarır , o esnada cinli ile aralarında farkında olmadan bir aşk hikayesi başlıyor . Kiraz bu aşkı ilk başta kabul etmese de yaşadığı olaylardan acılardan dolayı bu durumdan kaçsa da bir şekilde o da kendine engel olamıyor ama tabi böyle bir yola girmeye yine de cesaret edemiyor .
Kitabın sonuna kadar kiraz artık bu cinliye açılsa diye içimden geçirip durdum .
İkinci kitap ilk kitaba göre bence daha başarılı ve sürekleyiciydi severek okuduğum bir kitaptı diyebilirim .
Yazarımız bu kitabında vermiş olduğu mesaj ve hissettirdiği duygu yoğunluğu beni çok etkiledi . Ne olursa olsun ne yaşamış olursak olalım her şeye ve herkese rağmen hayata sımsıkı sarılmanın gerektiğini bir kez daha anlamış oldum . Ayrıca bu hayatta başaramam diye bir şey yoktur siz istedikten sonra çaba ve emekle başaramayacağımız hiçbir şey yoktur …
Beyaz Geceler
Kitapta yalnız bir adamın iç dünyası ile karşılaşıyoruz . Yalnız adamın onun gibi yalnız olan genç bir kızla tanışması sonrasında onunla geçirdiği dört geceyi anlatmaktadır . Birbirlerine anılarını , hayallerini , yaşantılarını paylaştıkları unutulmaz o dört geceyi yaşarlar . Kitapta aktarılmak istenen mesaj aşk olmayan bir hayatın ne kadar yalın olduğu , aşk acısını ve aşk’ın aslında ne kadar önemli olduğu aktarılmaktadır . Çok hüzünlü ve duygu yüklü bir kitaptı . Aşk acısı çekenlerin okuyacağı türde bir kitaptı diyebilirim . Genel anlam da güzeldi kesinlikle tavsiye ederim .
Adında anlaşıldığı gibi adrian isimli bir gencin günlük yaşanmışlıklarını , günlük olaylarını yazdığı günlüğünü okumaktayız . Günlükte Lise çağındaki
bütün gençlerin karşılaşabileceği sorunları , aşkları ve ailesel sorunları anlatıyor . Genel anlamda güzeldi .Ayrıca görsellerle anlatım da kitaba ayrı bir hava atmış .
Okur Takip Önerileri
IKIGAI
Çok uzun zamandır karşıma çıkan ve okumak istediğim bir kitaptı neyse ki sonunda okuma fırsatını yakalayabildim .
Kitapta japonların yaşamları ele alınmış japonların nasıl bu kadar genç , dinç ve uzun yaşamları olduğunu . Kitabı okurken japonların yaşam tarzına hayran kaldım içimden keşke bende orda yaşıyor olsaydım dediğim oldu . Yemek kültürleri olsun sağlıklı besinlerle beslenme alışkanlıkları olsun gerçekten muazzam bir yaşamları var hayran kaldım resmen .
Kitap çok akıcı ve bilgi yüklü bir kitaptı elimden bırakamadım , her yeni sayfada farklı bilgilerle karşıladı beni bazılarını not bile aldım diyebilirim . Tek kelimeyle çok beğendim ve bu kitabı herkese tavsiye ederim henüz okumadıysanız bence daha fazla geçiktirmeyin hemen okuyun
Şöför mustafa
Suat dervişin kalemi ile ilk defa bu kitapta tanıştım , kitabı türk flimi tadında bir kitaptı diyebilirim . Kitapta şöför mustafanın hayatı ele alınmış ekmek parası için eski hurda denilecek bir araba ile şöförlük yapan , mutlu bir evlilik sonrası çoçuklarının fare zehirini bulup bunu yutması ve ölmesi sonrası mustafanın eşini suçlaması sonrası bu mutlu evliliğin bozulup eve kara bir hüznün çöküşü … mustafanın eşi munise herkes gibi eşininde kazancının artmasını ve yeni bir otomobil almasını ister bunun üzerine mustafanın kız kardeşi meleği yaşça zengin birine vermek için planlar kurar ve mustafayı ikna edip meleği babası yaşında bir adamla evlendirirler ama melek bunu hiç istemez bir gün bu kadar acıya ve üzüntüye dayanamayan melek evden kaçar arkadaşı ile yanlış yollara düşerler . Peki ya abisi mustafa meleği anlasaydı ve onu o yaşlı adama vermeseydi bütün bunlar olur muydu ?
Mustafanın karşısına zerrin çıkar zerrin mustafaya kardeşi meleği hep hatırlatır bir gün zerrinin konuşmaları ve derin hikayesi mustafayı etkiler ve kız kardeşi meleği görmeye gider bütün öfkeleri kini ile çıkar kardeşinin karşısına …
Aile içi iletişim , kadına şiddet , toplum , kültür ve sosyal statünün harmanlanarak yalın hali ile ele alının güzel bir eserdi .
Yeşil Kiraz
Gülten dayıoğlu’nun yazmış olduğu yeşil kiraz kitabının yorumu ile karşınızdayım . Bu kitabı lise yıllarında okumuştum ve çok beğenmiştim o yüzden tekrar okumak istedim . Yeşil kiraz adından da anlaşılacağı gibi kiraz isminde bir genç kızın hayatı ele alınmış çoçukluğundan yetişkinliğe varıncaya kadar kirazın hayatına eşlik ediyoruz . Kiraz
Söylenmemiş Sözler
İclal aydın okumayı çok seven biriyim ilk tanışma kitabım üç kız kardeşle olmuştu tabi yazarımızın kalemini ve vermiş olduğu mesajları çok beğendiğim için diğer kitaplarını da okumuş oldum bu kitap yazarımızdan okumuş olduğum üçüncü bir kitap .
Kitabın konusuna gelirsek gazetecilik yapan gazete de ün salan oktay bey ve onun annesinin hayatını anlatıyor . Oktay bey gazete de yeni işe başlamış filize karşı bir şeyler hissetmeye hatta aşık olmaya başlar ama tabi kendini bir türlü filize doğru bir şekilde ifade edemez . Söyleyemediği konuşmak isteyipte konuşamadığı o kadar söz birikir ki içinde oktay çalışma hayatında kendini öyle bir kaptırmıştır ki sevdiği insanların tek tek avucundan kayıp gitmesini bile farkına varamamıştır . Filiz bu iş hayatında yapılan haksızlıklara ve bu insanların kibirine , kötü kalpliliklerine dayanamaz ve istifa edip işten ayrılır böylece oktay beyle de yolları ayrılır …
Ben tabi bu kitapta en çok oktay’ın cici annesi nona ‘ ya hayran kaldım kadın o kadar koca yürekli ki hiç bir zaman anne olamamış ama bütün annelerden daha güzel annelik yapmış naif ve zarif bir bayan …
Kitapla ilgili es geçmemem gereken diğer özelliği o dönemin önemli olaylarını ve siyasi adamları sanatçılarımızı ele alması olmuş necati cumalı , maria callas ve tanju okan bunlardan bazıları …
Yazarımızın kalemine gelirsek eğer çok akıcı sade edebi bir dille okuyucuyu sıkmadan yormadan şairane özelliğini kaybetmeden o dönemin yaşantı biçimini ve konusunu ele almıştır . Kısacası tek kelimeyle muhteşem bir kitaptı diyebilirim .
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
canlı biriyle başa çıkabilirdim ama ölü bir sevgiyle asla .
sonra yaşadıklarımız kalplerimizi katılaştırır , heyecanlarımızı eskitir .
içerideki ölüm kokan atmosferin tersine , dışarıda insana yaşama isteği aşılayan pırıl pırıl bir gün hüküm sürüyordu .
içimden gelen sese inanırım , ama her seferinde de aynı aptallığı yapıp onu dinlemem .
vicdan azabı korkunç bir duygu . Beklemek ondan daha korkunç .
Kitap başkomser nevzat serisinin ikinci kitabı olur . Kitap 18 öyküden oluşuyor her hikayenin kendine özgü güzelliği ve gizemi var . Ahmet ümit yazarımız bu kitabında da olduğu gibi yine kalemini konuşturmuş , yine akıcı ve heyecan dolu anlatmış her bir hikayeyi . Polisiye okumayı seven biriyseniz kesinlikle bu seriyi okumalısınız …
İnci
Merhaba arkadaşlar
Bu gün steinback eserlerinden biri olan “inci” ile karşınızdayım .
Kitabımız altı bölümden oluşmaktadır , elinize altıdığınız anda akışına kapılıp gidebileceğiniz akıcı muhteşem bir anlatımı ile sizi etkisi altına almaktadır . Bir günde bitebilecek bir eser zahten ince bir kitap ama aktardığı mesaj çok derin ve dolu dolu diyebilirim .
Her şey kino ‘nun bebeğinin akrep ısırması ile başlar . Kino inciyi bulduğunda aslında o incinin onların hayatını nasıl değiştireceğini her şeyin elinden kayıp gittiğini anlamadan incinin büyüsüne kapılır . İnsan oğlu azı ile yetinmeyi hiç bilmez hep daha fazla daha fazlasını ister .
Bazen az ile yetinmeyip elimizdekini de yitip gideriz .
Bize mutluluk getireceğine inandığımız , isteklerimizin gerçekleştiğinde nasıl felaketimiz olacağını görmek açısından ders almamız gereken mesaj içerikli bir eserdi . Genel anlamda kitabı çok beğendim diyebilirim .
- Derler ya , insan asla doymak bilmez diye , yüzünü verseniz ille de astarını ister diye . Bu sözler insanı kınama amacıyla söylenir , oysa insan soyunun en büyük yeteneklerinden biri , onu elindekiyle yetinen hayvanlardan üstün kılan bir yetenektir bu .
Delice
Hande altaylı ile ilk tanışma kitabım diyebilirim . Yazarımız sade , yalın ve akıcı bir dil kullandığı için kitabı okurken hiç zorlanmazsınız zahten hemencecikte bitti diyebilirim .
Kitabın konusuna gelirsek eğer köyün heyheyli asabi ve bir o kadarda huysuz olan kızı meyremin , köyün zihinsel engelli kazımı ile evlendirilmesiyle başlıyor . Meyrem her ne kadar bu evliliği istemiyor olsa da köyün önde gelenlerin varlıklı adamın oğluna kızını vermeye kim hayır diyebilir ki !
Meyrem ‘in köyün çapkını olan aliço ile birde ilişkisi vardır aslında ve meyrem aliço ile evlenmeyi onunla yuva kurmayı hep hayal eder ama malesef ki aliço’nun öyle evlilik gibi bir düşüncesi yoktur ve meyremi oyalayıp durur . Her neyse meyrem sonunda kazımla evlenmeyi kabul eder ve evlenirler tabi bu evlilikten sonra köyün bütün foyası bütün ahlaksızlıkları tek tek ortaya çıkıyor . Kitapta bazı yerlerde öyle bir ters köşe oluyorsunuz ki yok artık bu kadarı da olmaz dedirtiyor .
Akıcı bir eser olsa da ben aslında çok sevemedim neden derseniz eğer argo kelimeler ve küfürler havada uçuyor ve bana bu kadarı fazla geldi diyebilirim .
Heleki cinsellik içeriğinin fazla olması miğdemi bulandırdı keşke kitabı hiç almasaydım dediğim bile oldu ama kitabın sonunu merak ettiğimden sebep okumuş bulundum .
Gerçi kitabın sonu da bir tuhaf ve anlamsız bitti diyebilirim.
Ardımda Kalanlar
Bu gün wıseman yazmış olduğu “ ardımda kalanlar “ eseri ile karşınızdayım.
İlk olarak yazarımızın kaleminden bahsetmek isterim yazarımızla ilk tanışma kitabım oldu keşke daha önce tanımış olsaydım dediğim çok oldu yazarımız sade , açıklayıcı , sürekleyici ve edebi bir dille hikayesini kaleme almıştır . Duygu yoğunluğunu doruklarınıza kadar hissetiriyor diyebilirim .
Kitabın konusunu gelirsek eğer clara diye güzeller güzeli bir genç kızımız var ve bu kızımız günün birinde bir adama aşık olur ve evlenmek ister . Babası ile tanıştırmak için genç adamı eve çağırır clara ama ne yazık ki istediği hiç bir şey yolunda gitmez çünkü babasının aklında başka biriyle evlendirmek vardır clara’yı , bunu clara öğrendiği anda babasına karşı çıkar ve evden kaçıp gitmeyi planlar ama tabi bu esneda babası buna izin vermez ve kızına ömrün boyunca unutamıyacağı bir ceza verip onu akıl hastanesine kapattırır . Hemde clara hamile ve henüz 18 yaşındadır , bir baba evladına bunu nasıl yapabilir evladının göz göre göre eriyip gitmesine ve türlü türlü işkencelere maruz kalmasına nasıl gönlü el veriyor ? Bir baba evledına sırf sevdiği adamla evlenmek istediği için ona nasıl bu acıları yaşatabilir ?
Gerçekten okurken boğazım düğüm düğüm oldu yüreğim dayanamadı bütün bu olanlara her bir sayfayı okudukça babaya ah okudum ve ne olur biri gelsin clara’yı hastaneden çıkartsın diye yalvardım içten içe …
Dram okumayı sevenler için kesinlikle tavsiye edeceğim bir eser , kitabı elinizden bırakamayacaksınız . Aşırı sürekleyici bir eserdi diyebilirim .
