Sabah uyanıp bir iki saat kahvaltı masasında ve kıraathanede keyif yaptıktan sonra, dairede ancak öğle vakti yahut belki daha da sonra arz-ı endam eden memurlar, pilaçka buldular mı kaçırmazlar, kaparoz yiyip nüfuz ticareti yaparlardı. Zaten bu şahısların seciyeleri de sağlam sayılmazdı. Kısacası daha birer veletken ya dayak ya mükafât arsızı olduklarından terbiye edilmeleri de kabil değildi. Cesur olmadıklarından ve teminâtı da bulunmadığı için ticari bir teşebbüs onlar için korkutucuydu. Bu yüzden, eşin dostun pistonuyla bir daireye kapağı attıklarında rahat ve emin bir hayat yaşayacaklarına iyice kanaat getirirlerdi. Bulundukları dairede Padişah efendimizin resmi asılı olduğu için arkalarını devlete dayar, kendilerine işleri düşen şahısları, maaşları onların vergilerinden ödendiği halde azarlar, hakir görür itip kakarlardı.