Manevi yapı fiziki yapıdan hiçbir şeyin mutlak olmamasıyla ayrışır; davranışların yoğunluğu kişiliklerin etrafın ya da etrafında bir araya geldiğimiz bir olguyla ilgili düşüncelerin düzeyiyle ilintilidir.
Ve işte, size Mr. John Langdon Davies'ten son bir uyarı daha: " Gün gelir de çocuklar artık istenmez olursa, kadınlara olan gereksinim de sona erer." Umarım, bu ifadeyi de zihninizin bir köşesine yazarsınız.
Kadınlar erkekler gibi yazıyor, onlar gibi yaşıyor, ya da onlara benziyor olsalardı binlerce kere yazık olurdu, çünkü dünyanın büyüklüğünü ve çeşitliliğini düşündüğümüzde iki cins bile bu kadar yetersizken, sadece tek bir cinsle nasıl idare edebilirdik?
"İstersen kütüphanelerini de kapat ama benim zihnimin özgürlüğünün üstüne kapatabileceğin ne bir kapı, ne bir kilit ve ne de bir sürgü var," diyebilmek için tam bir delifişek olmak gerekirdi.
Dünya ona, erkeklere söylediği gibi, 'Canın istiyorsa otur yaz, benim için fark etmez,' demiyordu; ona kahkahalarla gülüyor ve 'Yazmak mı? Sen yazsan ne olur, yazmasan ne olur,' diyordu.