İnsan ruhunun maruz kaldığı kötü sarsıntılar arasında, insanı, aşk ve kırgınlığın karışımıyla ortaya çıkan o karmaşa duygusundan daha derin bir şekilde sarsan başka bir duygu daha yoktur.
Seni niçin sevdiğimi bir türlü bilmiyordum. Huylarını, yaptığın işleri, beğenmiyorum demeyeyim, fakat anlamıyordum. Sen de benim birçok şeylerimi anlamadığını inkar edemezsin. Böyle olduğu halde nasıl garip bir kuvvet bizi birbirimize bu kadar sağlam bağlamıştı ?
Artık korkuyorum. Saadetin bizi korkutacak kadar çok ve kesif olması nedir bilir misiniz ? Şimdi şuracığa düşmekten korkuyorum. İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum.
İlk andan itibaren tamamıyla başka dünyaların insanları olduğumuzu anladığım halde beni burada tutan ve seni gördüğüm zaman içimi sevinçle dolduran neydi ?
Gök Yüzlü çocuk dilek ağacını bulsa masal olacaktı. Bulamadı, hayat oldu. Bu dünya çocukların büyük umutları için fazla küçük bir yer. Bu dünya küçük mutluluklara bile tahammül edemeyecek kadar çirkin bir yer. Bu dünyada masal kahramanlarına yer yok. Bu dünyada çocuklar, çok fazla büyükler.
İnsan yapıcıdır, yeni yollar açmayı sever, bu su götürmez bir gerçektir. Fakat neden acaba bir yandan da yıkmaya, her şeyi kaos haline getirmeye bayılır ?