İnancımız paylaşılmadığında nasıl da saldırganlaşırız! Güzel dediğimizi, biri güzel bulmazsa hemen kırılırız. Bugün bile, düşüncemize uygun düşmeyeni kovuştururuz; başkasının düşüncesini bir başkasına zorla kabul ettirmek isteriz.
İnsanların büyük çoğunluğu kendilerini başkalarının yerine koyamaz. Aslında bu tuhaf bir biçimde oldukça ender rastlanan bir beceridir ve doğruyu söylemek gerekirse, zaten bu bizi pek bir yere de götürmez. Çok iyi tanıdığımızı sandığımız ve kendisini çok çok iyi anladığımızı söyleyen bir kişi bile aslında bize yabancıdır. Farklıdır. En fazla ve en iyi yapabileceğimiz şey, onun farklı biri olduğunu bilmek, bu farklılığa saygı duymak ve onu yorumlama arzusu gibi ölçüsüz bir aptallığa karşı uyanık olmaktadır.