+754
Sanki aldığınız canlar vücudunuza girecek! Sanki öldürdüğünüz adamların ömrü sizin olacak!
+754
Siz de bizim gibi vatan yolunda ölmek istiyorsunuz. Saikiniz Allah indinde zayi olmaz. Hayatınız giderse adınız kalır. İnsan olana öldükten sonra bir güzel nam bırakmak belki hiç ölmemekten hayırlıdır. Gönlünüzü kavi tutun ölümden korkmayın ki korksanız da korkmasanız da elbette bir gün gelir sizi bulur. Tutulamayacağı şeyden kaçmak insana layık değildir...
Reklam
142 syf.
7/10 puan verdi
Aşk, nefrete ne yakınsın
Türk edebiyatının ilk edebi romanı İntibah, nam-ı diğer Sergüzeşt-i Ali Bey. İlk edebi romanımız olsa da fazlasıyla iyi yazılmış, hem edebiyat anlamında yeterli hem de konu ve içerik bakımından yeterli dolulukta bir eser. İntibah kelime olarak "uyanış, uyanma" gibi anlamlara geliyor. Önce Ali Bey'in nefrete dönüşen aşkı, sonra Mehpeyker'in sözde aşkı ama gerçekte şeytanlık dolu nefreti ve intikam hırsı. Kitap boyunca sevgisinden kimse mutlu olamadı. Her seven, iyi olsun kötü olsun, hep zararlı çıktı. Hiçbir suçu olmayan anne ve Dilaşub bile çok acılar çekti. Sebep hem hikâyenin kötü kadını Mehpeyker hem de baş karakteri Ali bey. Mehpeyker zaten kötü karakterli, çıkarcı bir insan. Adı, halkın daha çok erkeklerin dilinde. Ali Bey ise sözde bey olsa da eğitim görmüş olsa da gözünü öfke ve nefret bürüdü mü adeta cinnet geçiriyor. Aşk veya nefret insanı bu hale getirebilir. Sonunu getirebilir. Aradan geçen günler sonrasında bile Ali bey'in olayların, sevdiği güvendiği insan hakkında çıkan haberlerin/iftiraların gerçekliğini hiç araştırmaması, sormaması ise nasıl bir şuursuzluk. Mehpeyker, Ali'nin hayatını mahvetti, sonra Dilaşub'un. Ali ise hem annesinin hem Dilaşub'un hayatını mahvetti.
İntibah
İntibahNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202140k okunma
+754
Hem yaşayacağız, hem vatanın istikbaldeki ikbalini göreceğiz, hem dünyada vatan yoluna ölmeyi bin yıl yaşamaktan hayırlı bilir çocuklar bırakacağız.
Hiç benim ocağımdan oralarda yatar adam gördün mü? Ecdadımdan kırk iki şehit adı bilirim. Rahat döşeğinde ölmüş bir adam işitmedim. Anladın a? Bir adam işitmedim... Devlet savaş açmış. Düşman serhatte şehitlerimizin kemiklerini, topraklarını çiğnemeye çalışıyor. Hiç nasıl olur ki hasmın silahı vatana çevrilsin de, karşısında iptida benim göğsümü bulmasın? Hiç nasıl olur ki, vatan muhatarada bulunsun da, ben evimde rahat oturayım? Hiç nasıl olur ki, devlet yerinden oynasın da ben mıhlanmış gibi burada kalayım? Hiç nasıl olur ki, vatan muhabbeti bugün her şeyden mukaddes olsun da ben yalnız senin muhabbetinle uğraşayım? Hiç nasıl olur ki, dünyada her şeyin ilerlediğini bilip dururken, ben babamdan, ecdadımdan aşağı kalayım? Vatan! Vatan!... Vatan muhatarada diyorum... İşitmiyor musun? Beni Allah yarattı, vatan büyüttü. Beni Allah besliyor, vatan için besliyor. Ben anamın karnından vatana geldiğim vakit aç idim, vatan karnımı doyurdu... Çıplaktım, vatan sayesinde giyindim. Vatanımın nimeti kemiklerimde duruyor. Vücudum vatanın toprağından… Nefesim vatanın havasından... Vatanımın uğrunda ölmeyeceksem, ya ben niçin doğdum? Ben adam değil miyim? Vazifem yok mu? Vatanımı sevmeyeyim mi? Ah, vatanını sevmeyen adamdan, sana nasıl muhabbet memul edersin?
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.