Demokritos
algılayabileceğimiz biricik gerçek nitelikler büyüklük ve şekildir; çünkü atomlar buna sahiptir ama duyularımıza ulaşabilen başka her şey bir yanılsamadır.
Sofistler
bayağı dünyada algıladığımız ve deneyimlediğimiz şeylere benzemeyen ama algıladığımız ve deneyimlediğimiz şeylere bir anlamda neden olan bir tür nihai gerçekliğin bulunduğu yolundaki Pre-sokratik fikre başkaldırdılar.
Sofistler
erdemin öğretilebileceğini, başka bir deyişle servetine ya da toplumsal sınıfına bakılmaksızın herkesin yönetime katılabileceğini düşünüyorlardı.
Protagoras
insan her şeyin, var olan şeylerin var olduklarının ve var olmayan şeylerin var olmadıklarının ölçüsüdür.
thrasymakhos, iktidarda olanlara ne hizmet ederse adalet odur, der.
Platon
insanların düşünebildikleri,algılayabildikleri ya da hayal edebildikleri her şey ve düşüncelerin, algıların var olan nesneleri, biçimlerin kusurlu birer kopyasından başka bir şey değildi.
platon, kendinden önceki birçokları gibi, hükmetme arzusu duymayanların tam da hükmetmesi gerekenler olduğuna inanıyordu.
Aristo'nun erdem için koyduğu koşullar;
yüksek toplumsal statü, zenginlik, iyi görünüş, erkek olmak ve özgür yurttaş olmak.
Aristo
insanlar için (bütün diğer şeyler için olduğu gibi) erdem, insanı insan yapanın mükemmelleşmesidir; bizi insan yapan aklımızdır, faal olarak düşünme yeteneğimizdir. bu nedenle, eyleme geçmeden önce erdemlerimizi geliştirecek şekillerde düşünüp taşınmamız gerek.
epiktetos - temel stoacı önermeye örnek
en sevdiğiniz testi kırılırsa, unutmamalısınız ki o testi her zaman kırılgandı ve en başta size ait değildi.
Epikür - epikürizm
bildiğimiz haliyle yaşamın ve toplumun dışında tanrısal hiçbir şey yoktur ve tanrıları kendi davranışlarımız için bir örnek olarak görülmelidir, işte o kadar.
yeni-platonculuk, tek yaratıcıya yaptığı vurgu ve takipçilerinin duygularına verdiği önem sayesinde, hristiyanlığa diğer eskiçağ felsefelerinden daha yakındı.
erken dönem yeni-platonculuk, altıncı yüzyılda platon ve aristoteles ile hristiyan teolojisini uzalaştırma girişiminde bulunan boethius (480-524)'un çalışmalarıyla sona erdi.