Otuz Beş Yaş
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Üstad Ercan Ergül'ün Merhum Kızı'na Yazdığı Şiir
BAL SURAT - Kızım Bilge Hâtun’a– Bir gece yarısıydı, sessizce vedâ ettin O gün bugün uykuya dalamadım bal surat Tek kişiyle cenâze namazı edâ ettin Eşten dosttan helâllik alamadım bal surat
Reklam
#emretimur #kuklacı Merhabalar 😇 Şimdiye kadar kitaplarını okuyan okurları az çok kalemini bilir.Ya okumayı düşünen kalemini ve tarzını merak edenler için Emre beyi ve kitaplarını biraz tanıyalım mı? Kendisi mimar,yazar,egitmen,felsefe,psikolojik,sosyolojik, edebiyat ve sanatla ilgilenmektedir.Varoluşculuk üzerine roman,öykü,deneme,şiir
Şükrü Erbaş üzerine birkaç kelam.
köylüleri niçin öldürmeliyiz şiiri pek sevilen şair. türkiye'de son yıllarda aşağılık bir seçkincilik sevdası belki bu ilgiyi tetiklemiş olabilir. bu seçkincilik üzerine uzun bir konuşmayı ise şimdilik ertelemeyi ve erbaş'ın meşhur şiiri üzerine bir polemik yapmayı seçelim. erbaş'ın sorduğu "köylüleri niçin
📖 Çift ve tek üstüne ant içerim, Kılıç ve haklı savaş üstüne ant içerim, Sabah yeli üstüne ant içerim, Akşam namazı üstüne ant içerim: Hayır, seni terk etmedim ben. Ya kimdi başını okşayarak O korunaklı yere götürdüğüm,
Nurullah Genç
Nurullah Genç
diyor ya hani 'Söyle bana Hindiba, Kartallar uçar mı bir harabeden Köprülerden benim yarim geçer mi? Sen nasıl bu kadar güzelsin, bilmem Taşırsın yeryüzüne ebedi tohumları' İşte bu çiçeğin adı Hindiba ☺️
Reklam
Bir adam, çok sevdiği bir kadına şiirler yazıyordu. Sonra kadın ansızın onu terk etti. Adam, kadının ardından şiirler yazmaya devam etti. Daha çok yazdı. Ve günün birinde çok ünlü bir şair oldu. Yıllar sonra kadının yaşadığı kente gitti ve büyük bir şiir dinletisi sundu. Dinleti bittiğinde kadın kolunda kocası ile çıkışa geldi ve adama ''merhaba'' dedi. Adam ona sıradan bir insana bakar gibi baktı. Kadın, ''beni tanıdın mı? '' dedi. Adam, ''hayır tanıyamadım'' dedi. ''Nasıl tanımazsın! Uğruna şiirler yazdığın kadınım ben, seni şair yapan kadın ''dedi kadın. Adam kadına baktı ve şöyle dedi: ''Keramet sende olsaydı, kolundaki adam da şair olurdu..." Pablo Neruda
Bir adam, çok sevdiği bir kadına şiirler yazıyordu. Sonra kadın ansızın onu terk etti. Adam, kadının ardından şiirler yazmaya devam etti. Daha çok yazdı. Ve günün birinde çok ünlü bir şair oldu. Yıllar sonra kadının yaşadığı kente gitti ve büyük bir şiir dinletisi sundu. Dinleti bittiğinde kadın kolunda kocası ile çıkışa geldi ve adama ''merhaba'' dedi. Adam ona sıradan bir insana bakar gibi baktı. Kadın, ''beni tanıdın mı? '' dedi. Adam, ''hayır tanıyamadım'' dedi. ''Nasıl tanımazsın! Uğruna şiirler yazdığın kadınım ben, seni şair yapan kadın ''dedi kadın. Adam kadına baktı ve şöyle dedi: ''Keramet sende olsaydı, kolundaki adam da şair olurdu..." Pablo Neruda
Sahip olmak ya da olmak 3
Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.