Distopik eserlerin BABAsından merhabalar…! Yevgeni Zamyatin’in BİZ’i, bu türün miladı kabul edilir. O yüzden beklentisi çok olan, bu kadar ünlü olmasına rağmen ülkemizde az bilinen bir eserdir. Bu nadide eseri incelerken her zamanki gibi doğaçlama yolunu seçiyorum. Spoiler içermez ama çok şey içerir....!! ve Sonuna kadar okuyunuz... Lütfen...!
Mine Söğüt, Latin Dili mezunu ve aynı zamanda da gazeteci. Kendisi bu edebi altyapısının gazeteciliğinden geldiğini söylüyor. İnsan Hakları ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Daha sonra da editörlük yapmaya başlamıştır. İlerleyen zamanlarda da bilindiği üzere roman, biyografi, öykü, deneme gibi türlerde kitaplar yazmıştır. Eşi
Spoiler içerir
Yıl 1959. Elimizdeki kitap içinde yazılanlardan gayri kendine ait bir başka maceranın da ana karakteridir. Fakir Baykurt bu kitabı 28 yaşında yeterli edebi ve toplumsal bilgiye haiz bir vaziyette kaleme almıştır. Kitabı bitirdikten sonra "Yunus Nadi Roman Armağanı Yarışması"na göndermiş ve dokuz kişilik jüriden yedi oy
Cehaletin topraktan fışkırdığı, kötülüğün ellenip ayaklandığı, çirkinliğin dile gelip konuştuğu bir kitaptan herkese merhabalar!
Yıllardır kendi edebiyatımıza ihanet edildiğini düşünüyor ve hatta bu ihanete katıldığım için kendimi de suçlu buluyorum. Ancak düşünüyorum; lisede Yaşar Kemal kitabını okumayı geçtim ismini duymadık, ünivesite -ki Türk
Karnına yumruk yemek böyle bir his olmalı. Rezil bir hayattan intikamını, kendini paramparça ederek almaya çabalayan bir insanı izledim. Her sayfada bir yumruk daha yedim karnıma.
Dört dörtlük çürüme hikâyesiydi. En ölümcül olanından...
Türlü türlü çürüyoruz. Ama bunun başladığı yer aile olunca yıkım tam bir felaket. Yüreğimi en yoran yerden
Bağırıyordu avaz avaz. Empati yoksunu herif, ne anlarsın sen kadın ruhundan. Gözlerimi açtım, sarı bir gülün içindeydi kafası. Sinirli sarı bir gül. Uçarak yaklaşmaya çalıştım. İtiyordu sesiyle beni. Nerede olduğumu anlayamadan gözden kaybetmiştim., ama sesi hala kulaklarımda yankılanıyordu. Bir şarkı vardı, kayıp bir şarkı- ya da kayıp olması
Hani bazı kitaplar vardır, sırf kitap daha fazla satış yapsın diye kitapla alakasız absürd ve dikkat çekici başlık kullanırlar, ancak siz kitabı okudukça başlıkla hikayenin uyumsuzluğuna dem vurursunuz ya, heh, işte bu kitap o bildiğiniz kitaplar gibi çıkmayacak.
Dün akşam, Kim Milyoner Olmak İster programında bir soru soruldu, Tepeden tırnağanın
Neredeyse her satırına, "işte bu!" dediğim, ikinci kez okumama rağmen, sanki ilk kez okuyormuşum gibi, heyecandan odada tur ata ata dolanarak okuduğum bir kitap: Yeraltından Notlar.
Kitabı okumanın ardından, Zeki Demirkubuz'un bu kitaptan esinlenerek çekmiş olduğu "Yeraltı" filmini izledim.
Meraklıları için:
Ölümün en büyük güzelliği; ne zaman, nerede ve nasıl geleceğini bilmemenden kaynaklanıyor olmalı. İnsan öleceği günü bilse ya delirir ya da intihar ederdi.
Latife Tekin fanı olmalık kitap.. Sevgili Arsız Ölüm’den sonra 2. aşkım bebeğim.
Kitabın isminden bahsedelim öncelikle. Kitapta verilen bilgilerden biri “Berci” isminin nereden geldiğiyle ilgili zaten: “Köyde yazıda yaylayan, gece dışarıda kalan koyunları sağmaya giden kızlara ‘Berci kız’ denirdi. Bu kıymetli bir iş olarak görülürdü. Köyde
22. Gün 22. Konu 22. Hikâye
AYRILIK
Biz sevdik mi dünya karışır evrene, evren karışır duygulara. Biz sevdik mi krallar soytarısız kalır, müzikler notasız. Biz sev dik mi insan delirir. Böyle bir aşkın olmayacağına inananların haritaları silinir. Biz sevdik mi her şey durur, zaman o olur. Ri, sevdik mi, benliğimizi ona bağlarız. Hayatlarımızı
Birisi aşık, hem pir, hem aşık. Güzel türküler söyler. Alevi, Kızılbaş, asi. Şahın adamı, Şah Alinin, hani Düldül atının sahibi Hazreti Ali var ya, onun adamı. Bu yüzden de padişaha düşman, ona asi.
Bir sabah yanında çalışan Hıdırı çağırır, ben bu gece bir düş gördüm Hıdır, der. Düşümde İstanbula gidiyormuşsun, orada Vali olup Sivasa geliyor,
16 yy da yaşamış tasavvuf halk şairimiz Pir Sultan Abdal'ın siirlerinde Allah, Muhammet, Ali , On iki imam sevgisini sıkça işlemiştir.7 büyük alevi şairden biri kabul edilmektedir. Pir Sultan ve Hızır paşa hikaye sini Yasar Kemal'in İnce Mehmet'in üçüncü romanından sizlere alıntı yapıyorum...
Birisi aşık, hem pir, hem aşık. Güzel türküler