Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
 ...döndüm bilgelik, akıllılık ve delilik nedir ona bakmaya başladım. O zaman gördüm ki, bilgelik deliliğin üstünde, ışıkla karanlık misali, bilge kafasıyla görürken, deliler karanlığa koşuyor. Ve anladım ki, herkes aynı... O zaman, içimden şunlar geçti: Delinin hali benimki gibiyse ben ne diye bilgelik peşindeyim? O zaman gönlümce dedim ki, bu da boş çünkü bilge kişiler hep hatırlanmıyor, deliler de öyle ve gelecek günler her şeyi unutuyor. Bilge nasıl ölüyorsa deli de öyle ölüyor. Bu sebeple yaşamaktan tiksindim. Kader kimseye ayrıcalık etmiyor, doğruluk severe neyse, Tanrısıza da öyle, iyiye temize neyse, kötüye öyle, kurban kesene neyse, kesmeyene de öyle. İyinin keyfi neyse, günahkârın da öyledir. Yeminini bozanla yeminden korkan bir. Yeryüzündeki bu hal, kötü bir şeydir. Bu yüzden de insanların kalbi kötülük dolu, yaşadıkları sürecek kalplerinde çılgınlık var, sonra da ölüm geliyor. Çünkü bütün canlılarda beklemek, ümit etmek diye bir şey var. Zira canlı bir köpek ölü bir Arslan’dan daha iyidir. Çünkü hafızaları unutulmuştur. Öyle ki, artık ne sevilir ne nefret edilir, ne de kıskanılırlar. Ve yeryüzünde olup bitenlerde payları yoktur! . Aşağılık insan oğlu yine unutacak!
İsmet Özel’in “Ceviz Kabuğu” programında yaptığı konuşmadan
Flash TV/ 10 Haziran 2005 Türkiye 1071’den sonra ikinci kez vatanlaştırılmış bir toprak parçasıdır. Bu topraklar iki kere vatan kılındı. Üçüncü kez vatan kılınma fırsatı da olmayacak. * Türkiye’de bir millet yaşıyor mu? Yaşıyorsa bu milletin bir milli ufku var mı? * 1918 yılında, 1. Dünya Savaşı bittiği zaman, dünya sistemi dediğimiz
Reklam
Sevdalık çekerken nasıl oluyorsa artık, insanın aklı çalışmıyor.
İntihara benzeyen bir mutluluk! Nasıl oluyorsa artık!
Sayfa 307 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
Şiir nedir? Ben yıllar önce şiirin nasıl birşey olduğunu bir tasvirle anlatmaya çalışmıştım. İki arkadaşın uzunca, büyükçe bir merdivenin indiklerini düşünelim.Bir tanesinin ne oluyorsa artık, ayağı kayıp merdivenden yuvarlanmaya başlıyor. Ve durduğu yerde hareketsiz yatıyor. Yanındaki Arkadaşı korkuyla, telaşla, heyecanla, yanına gidiyor ve arkadaşını omuzlarından kaldırıp, “bir şey söyle, bir şey söyle” diyor. İşte o düşen arkadaşı, gözlerini açıp bir şey söylüyor. O şiirdir işte. Yani ne söylediği önemli değil. Ama kendisinden bir şey söyle sözünü işitmiş olmasından dolayı bir şey söylüyor. O söylediği şey kendi canlılığın gösterdiği gibi, arkadaşınında yüreğini rahatlatıyor. Şiir Budur. Ve başka bir şey değildir. Ama dediğim gibi, şiirin doğması için bir merdivenden inmemiz gerekir, yanımızda bir arkadaşımızın olması gerekir, vesaire. İsmet Özel
242 syf.
7/10 puan verdi
Virginia Woolf
"Bir kadın olarak benim ülkem yok. Bir kadın olarak kendime bir ülke istemiyorum. Bir kadın olarak benim ülkem bu dünya!" Bu sözlerle yönünü belirten bu kadın kimdi, derdi neydi, ne yaptı ve ne yapamadı? Virginia Woolf, 1882-1941 yıllarında dünyaya uğramış ve dünyayı anlamak için ölümüne uğraşmış feminist bir KADIN yazardır. Daha
Virginia Woolf
Virginia WoolfMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 2018338 okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın adı:Toprak Ana Yazarın adı:Cengiz Aytmatov Okuyanın adı:Nezaket Topal Sayfa sayısı:135 Yazarımız kazakistanda yaşayan bir ailenin yaşadıklarını savaş yıllarını anlatıyor . Savaşta 3 oğlunu ve kocasını kaybeden Tolgonay ana ve gelini Alimanın zorlu yaşam mücadelesi anlatılıyor. Savaşta dul kalan gelin kaynana artık ana-kız gibi yaşamaktadır. Aliman genç ve güzeldir aradan yıllar geçmiştir Aliman bir çobanla karşılaşır nerde nasıl beraber oluyorsa oluyor ve hamile kalıyor ve çocuğun doğumunda ölüyor bebeği Tolgonay Ana büyütüyor. Uzun lafın kısası ölüleri anma gününde Tolgonay ana mezarları ziyareti sırasında Toprak Ana ile dertleşiyor
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,8bin okunma
“Yeniden Bak...”
O olmadan yaşayamam deme! Yaşarsın. Hatta o olmadan, daha çok, daha iyi yaşarsın. Çocuğu ölen anneler nasıl yaşıyorsa, Renkleri göremeyen biri nasıl umut ederek hayatta kalıyorsa, Sen tüm dünyayı gezme şansına sahip iken, bir adım bile yürüyemeyen insan nasıl hayatın içinde var oluyorsa, Doksan yaşında insanlar hâlâ çalışıyor, didiniyorsa, Yıldız Tilbe, sevdiği adamın evli olduğunu öğrenip nasıl kanser oldu ve yine de unuttuysa, öyle yaşarsın. Adım at! Pencereyi aç. Seni kahreden müziği değişir. Gerçekten şartları hiç olmadığı halde mücadele eden insanları hatırla. Aç artık perdeyi! Yeni bir gün, yeni bir sen doğsun. Bugün yeniden yaşamaya başladığın ilk gün olsun.
İbn Haldun’dan Yalan Haber Konusunda Dersler
Sosyolojiden ekonomiye, sanattan tarihe kadar bugün pek çok alanda etkisini sürdüren İbn Haldun, bu çeşitliliğiyle aslında gazetecilerin de faydalanabileceği bir isim. Son yıllarda ülke siyasetinde de adı sık sık anılan Haldun, Mukaddime isimli eserinde tarih, tarihçi ve kaynaklar üzerine eğilerek "yalan haber" konusunu ilginç bir
Herkes nasıl, yaşamasının bir yerinde, olup bitmiş mutlak bir mutluluk umuyor ve ulaşamadan ölüyorsa, ben de öyle ümitler besliyordum. Şu kadar yıl ıstırap, şu kadar yıl zahmet çekeceğim; sonra mesut olacağım. Artık hep mesut. Devamlı ve sürekli olarak. Kesintisiz. Bu yanlış tutum insanı çürütüyor. Dayanaksızlığın nedeni bu. Istırap uzuyor, genişliyor, yayılıyor; zahmetler oraya buraya bulaşıyor, yapışıyor. Saadet bir türlü gelmiyor.
Attila İlhan
Attila İlhan
430 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.