Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Artık hepimiz biliyoruz ki, dünyadaki bütün savaşların, terörün, anarşinin sebebi, zulüm, ve bu zulüm rejimlerini devam ettiren sistemlerdir.
Hz. Peygamber (sas) Mekke şehrini kansız bir şekilde teslim aldı.
Reklam
... Sömürenler, sömürüyü yıkan İslâm'a karşıydılar ve hâlâ karşıdırlar.
Ne var ki davalar -şekli ne olursa olsun- fedakârlık ister; dava uğruna başa gelecek musibetlere karşı sabır ister, yılmama ister!
İşte İslâm mesajı, böylesi bir şahsiyet kazandırıyordu insanlara ki, insanların kurtuluşları, sadece ve sadece şahsiyet sahibi olmalarıyla mümkündür.
Sömürülmek istenen insana yapılacak ilk şey onu inancından saptırmak, yâni onun için değer yargısı olabilecek her şeyden onu mahrum etmektir ki, bunun meyvesi şahsiyetsizlik, kölelik, ruhsuzluktur. İşte Firavun da böyle yapmıştı.
Reklam
Habil öldüğü için, tarihte Kabil zihniyeti daima yaşayabilmiştir.
206 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İhsan hocanın İslami duruşu, ufku ve ilmi donanımı fevkalade. Değerli her eseri gibi bu değerli eserinde de insanlık tarihi boyunca insanların nasıl ve sömürenlerin hangi maksatlarla sömürüldüğünü açıklamaktadır. Allah (cc) yüce kitabımız Kur’an’ı Kerim’de birçok ayette akletmez misiniz, düşünmez misiniz diye bizi akla, düşünceye havale ettiği halde biz değişik sebeplerden dolayı hep büyüklerimiz bilir ya da bir şeyi kutsayıp onun hakkında menfi bir düşünce, görüş beyan edememişiz. Tarih boyunca sömürülen insanların ortak yanı sanki hep “o daha iyi bilir, o bizim yerimize en iyisine karar verir, o yapmışsa vardır bir bildiği” gibi ve daha uzatılacak yargılar vardır. Hep düşünen, akleden, karar veren biz olmamışız. Bizim yerimize liderimiz, şeyhimiz, büyüğümüz, başkanımız, partimiz olmuştur. Bunun neticesinde de hep sömürülüp ezilmişiz. Hasseten İslam coğrafyasında hem bizden kaynaklı ama ekserisi de emperyal güçlerin zihin, düşünce dünyamızı şekillendirdiğinden öz benliğimizle düşünüp, karar veremediğimiz için hep yönetilip yönlendirilmişiz. İnşaAllah İslam coğrafyası topyekün kendine gelir ve Allah’ın emrettiği bir kimliğe kavuşur.
Nasıl Sömürüldük
Nasıl Sömürüldükİhsan Süreyya Sırma · Beyan Yayınları · 2019362 okunma
206 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gerçekten müslüman gençlerimizin uyanmasında etkili olacak bir kitap tarihin başından beri sömürülen insanlar ve nasıl şekilde sömülüyoruz Allah yazardan razı olsun elhamdülillah
Nasıl Sömürüldük
Nasıl Sömürüldükİhsan Süreyya Sırma · Beyan Yayınları · 2019362 okunma
Örneğin, harf devrimiyle milletin, mazisiyle olan ilişkileri tamamen koparıldı. Çünkü artık hiç kimse babası ve dedesinin yazdıklanını okuyamıyor, onların tarihi hakkında en ufak bir bilgi sahibi olamıyordu. İkinci olarak da, Harf devrimi kanunu yayımlanıp, Arap harfleri yasaklanınca, millet yeni harfleri bilmediğinden, top yekûn bir cehalet dönemine girilmiş oldu. Artık ortada okuma-yazması olmayan milyonlarca cahil orduları geziyor, hiç kimse diğerinin yazdıklarını anlamıyordu. Yasak olduğu için dedesinin yazısını okuyamıyor; Latin harflerini bilmediğinden de yeni yazıyı okuyamıyordu millet...
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Bilelim ki, "Allah'a inandım" deyip, O'nun emirlerine ters düsen ve siyasi, ekonomik, sosyal ve hatta dini olan hayatımızı, O'nun buyruklanı doğrultusunda tanzim etmediğimiz ve de böyle olmaya devam edenleri en büyüğünden en küçüğüne kadar desteklediğimiz müddetçe, biz Müslüman sayılmayız.
Sayfa 143Kitabı okudu
Görüldüğü gibi, Cahiliye dönemindeki Mekkeli müşrikler olsun, günümüzün Laikçileri olsun, Allah'ı ,sadece yaratıcılığı ve göklerdeki tasarruflarıyla tanıyor; yeryüzündeki işlerine karışmasını istemiyorlar. Yâni, "dünya işlerimizi kendimiz düzenler, haram/yasak olanla, helâl/yasak olmayanları biz tesbit eder, kanunlarımızı biz yaparız. Allah buna karışamaz!” derler.
Sayfa 233 - BeyanKitabı okudu
İnsanları ezen bütün Devlet Başkanları gibi, Nemrut da maiyetini korkutmak, kendisini onlardan büyük gösterip, onları kendi bağımlılarını ve köleleri durumuna getirmek için büyük büyük heykeller yaptırarak, kendi gücünü bu heykellerle kabul ettiriyordu insanlara. İnsanlar o denli benliklerinden ve de şahsiyetlerinden arındırılmışlardı ki, hiç kimse ortaya çıkıp, "neden bu heykellere bu kadar paramız gidiyor, bu kadar iş günümüz harcanıyor?" diye soramıyordu. Tıpkı günümüzde olduğu gibi; ekmeklerine katık bulamayan milyonlar varken, biz hâlâ heykel yaptırıp, kandırmaya çalışıyoruz birilerini; ve dokunulmazlıkları olduğundan, hiç kimse çıkıp konuşamıyor heykeller aleyhine.
Sayfa 26
945 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.