245 syf.
4/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Şimdi bu kitaba yorum yapıyorum ki alacak olan almasın. Yani konu bu kadar güzelken nasıl batırılmış olabilir. Yani çok güzel konusu var ama sonu baya havada kalmış. Asla zombilerle mücadele sahnesi okumadık. Eğer yazar becerebilmiş olsaydı seri dahi olabilirdi daha da arttırıyorum dizi veya film dahi olabilirdi. Ama yazar batırmış. Alıp okumayın derim ben :))
Bu Bir Tatbikat Değildir
Bu Bir Tatbikat DeğildirCourtney Summers · Yabancı Yayınları · 202323 okunma
Nasıl yani taş benden daha mı psikozlu
Sadece insanlar, hayvanlar ve bitkiler değil, taşlar da konuşurlar. Üstelik bazen daha derinden bile konuşurlar.
Reklam
Dizi sardı ama sürekli savaş sahneleri izle izle gına geldi. Onun dışında iki sezon boyunca küçük ailemizden hiçbir şekilde bir insanın dahi ölmeyişi ama çevrelerinde onlara destek olan kişilerin aileleriyle birlikte her şeyleriyle onların yolunda ölmesi beni hüzünlendirdi sonunda Baba Voss öldüğünde hem hüzünlendim hem de endişe ettim. Kim koruyacak şimdi bu anasını sattığımın ailesini? Haniwa(nasıl yazıldığını umursayacak zamanım yok) nefretimi kazandı şu ahmak ve kibirli kızı öldürsün dedim sürekli. Bok bok hareketleri bitmek nedir bilmedi. Kofunun gelişimi çok güzel işlenmiş gözüme girdi. Ama gözlerinden vazgeçmesi beni düşündürüyor. Lion hiç uğruna öldüğünde de üzüldüm. Hele Harlen. Genel olarak üzüldüm yani. Siebth öldüğünde dönüp tekrar kontrol etmek istedim. Kadın çatlak ama cesurdu. Düşüncesiz davranışları disiplin aşkımdan ötürü beni çok rahatsız etti. Ama sonunda vay ve diye de hayranlık bıraktı. Magrah (?) karakter gelişimi pek görmedim ama kendimi ona yakın hissettim sadakati yüreğime dokundu. Baba Voss ile olan ilişkisini kıskandım doğrusu. Neyse işte sürekli savaşlar olmasa daha çok sevebilirdim good bye see 🙈
Gül Kokuyorsun gül kokuyorsun bir de amansız, acımasız kokuyorsun gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun dayanılmaz birşey oluyorsun, biliyorsun hırçın hırçın, pembe pembe öfkeli öfkeli gül gül kokuyorsun nefes nefese.
Rüveyda, nişanlısının bir başkasıyla dünya evine girdiğini görünce soluğu deniz kenarında almıştı. Sessizce oturdu yanına Cem. Yıllardır Rüveyda’yı tanıyordu. Şimdi yanında oturan bir başkasıydı sanki. RÜVEYDA: Ne zaman bir derdim olsa deniz kenarına oturup, denizi hem dinliyor hem de büyük bir çoşkuyla nasıl yaşadığını izliyorum. Denizin derinliğini gördükçe derdimin küçüklüğü hissedip şükrederdim. Şimdi derdim mi daha büyük yoksa bu deniz mi daha derin? Ben sevgili olmayı beceremedim. Bir kadın nasıl sever, nasıl eşlik eder, nasıl değer verdiğini gösterir bilemedim. Çok canım yandı. Hak etmiş olabilir miyim? Yani hak ettim mi ben bunları? Aldatılmayı hak eder mi bir kadın? Ne acınası bir durum! Bu kalp nasıl yanar bilmiyorlar! Menfaatin bittiği yerde dostluk da aşk da bitiveriyor.
Kafamda Deli Sorular #1
kişi, doğası gereği kimlik edinmek istiyor, kimlik ihtiyacına sahip tek canlı insan olabilir.. dilini öğrensek bile, ben hiçbir ağacın "ben bir ağacım, dizaynım şunlar.. amacım bunlar.." dediğini sanmıyorum.. tanımlanmak ihtiyacı hissettiğini de.. sadece var.. yalın haliyle var olma çabası veriyor.. görevi neyse (yani nasıl dizayn
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.