Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Reklam
Bazı şeyler korkunç gerçeklerden daha üzücüydü.
Gerçeklerden kaçıyor. Manevi bahçesini ekip biçmek istiyor. Ama kaçamazsın, hem kişiliğinin meyvelerini satacak pazarı ne­reden bulacak ki?
"Onun derdi, hepimizin derdi, harici bir hayatımızın olmama­sı, dahili bir hayatımız var, o da zoraki zaten."
Çocuksuluklarının farkındaydılar ama başka türlü kendi­lerinden intikam almayı bilmiyorlardı. Üniversitede, belki de bir yıl sonrasında edebiyata inanıyorlardı, nihai hedefin Güzellik ve kendini ifade etmek olduğuna inanıyorlardı. Bu inancı kaybedin­ce her şeyi kaybettiler. Para ya da ünün hiçbir manası yoktu onlar için. Dünyevi adamlar değillerdi.
Reklam
Ama şimdi kendi bedenimizdeki delikleri, bu doğuştan yaraların neye açıldıklarını düşünelim. İnsanın derisinin altında, bereketli tropik bitkilere benzeyen damarların, olgunlaşmış organları sardığı ve yabani otlara benzeyen sakatatların, kır­mızıyla sarının kıvranan karmaşasında eğilip büküldüğü fevkalade bir orman vardır. Bu ormanda, kaya grisi akciğerlerden altuni ba­ğırsaklara, karaciğerden ışığa, sonra tekrar karaciğere kaçan, ruh isminde bir kuş yaşar.
Onlara insanın sadece ekmekle yaşayamayacağını açıklayın, taş verin onlara.
"Hayat yaşamaya değer çünkü hayallerimiz var, huzur, neza­ket, heyecan ve karanlık bir sunaktaki kor alev kadar güçlü yanan o inanç var."
133 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.