Onunla aramızda hiçbir mesafe yoktur. Bizim onun haline geçivermemiz için bir sebep bile lazım değil; ve bu iskelet bize o kadar yakındır ki, ondan korkmak için ancak bir insan kadar kör ve düşüncesiz olmalıdır.
Kadın da ara sıra çalıyordu. Ve o zaman bu şekilsiz alet, bu at kıllarından yapılan yay, başka bir dünyanın seslerini genç erkeğin kulaklarına, oradan ruhuna götürürdü.
“Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: ‘Dünyada neler gördünüz?’ dese herhalde verecek verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki…”
Her ilişki bir bahçeye benzer. Eğer yeşerip gelişmesi isteniyorsa, düzenli olarak su verilmelidir. Beklenmedik hava değişiklikleri kadar mevsimleri de dikkate alarak özel bakım göstermelidir. Yeni tohumlar ekilmeli ve yaban otlar ayıklanmalıdır.