Sevdiğim üstüne dört libas geymiş
Bir kara bir yeşil bir al bir beyaz
Güzellere dört şey âdet olunmuş
Bir şive bir cilve bir edâ bir naz
Ehildir hüsnünü muhâlif etme
Mekteb-i irfandan bir kadem gitme
Sana dört sözüm var sakın unutma
Bir öğren bir öğret bir oku bir yaz
Karac'Oğlan der ki bahçana girdim
Domurcuk güllerin goncasın derdim
Sevdiğim göğsünde dört nişan gördüm
Bir alma bir ayva bir nar bir kiraz
-Karaca Oğlan
GÖRÜCÜ
İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum.
--Anne! Ben geldim!
Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu.
--Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben.
Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
Çocukluğumun en güzel hatırası bu şiir eşliğinde uyuduğum geceler.
PERİ KIZI VE ÇOBAN HİKAYESİ
Çok eski zamanda,
– Oguz Han Hükümdarmis. –
Isitmistim Turan’da
Bir peri kizi varmis.
Bu nazli peri kizi,
Bu güzellik yildizi,
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı)
On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste