Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan içinden yenilemeyince dışından eskir.
“Hiç olmazsa karanlık samimi,“ diye mırıldandı, “hiç olmazsa tek rengi var onun.“
Sayfa 208 - Timaş Yayınları, 1. Baskı Ekim 2017Kitabı okuyor
Reklam
"Halifesin, dikkat et egemen değilsin. Tanrı’dansın, Tanrı değilsin. Manzursun nazar değilsin. Sadece yerini tutansın. Kendisi değilsin. Kutsal nefesten üflendi sana. Kendini kutsal nefes sanma. Ruhumdan,"denmiş. Ruhum, denmiş sanma. Bir şeysin, ama kendini her şey zannedip de aldanma. Varlık nedenini unutma. Senin haddin buraya kadar. Haddini bil. Ötesine kalkışma. "
"Bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun. Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun. "
"Oysa kadın öyle mi? Hepsinin verdiği haz dünyaya bakarken, bir tek kadının küçücük bedeni yüce arşa kadar yol açıyor. Çünkü bir meleğe en fazla o benziyor. Fark edene de etmeyene de bu güzellik en fazla Seni hatırlatıyor: O baş döndürücüye her bakan, bilse de bilmese de, Alemlerin Yaratıcısı’nın kudretini seyrediyor. Onunla esriyor, onunla kendinden geçiyor. Değil mi ki ruhun ulaşabileceği en üst nokta, ikisinin teninin arasında duruyor. Mestî. Değil mi ki hazla ebedilik vehmi aynı yerden doğuyor. Bir kez çağırırsa karşı durmak mümkün olmaz. Göz görse gönül dayanmaz. Gönül dayansa ten kulak asmaz. "
Kibir secdenin tam tersi. Meleğin secdesi gibi. Şeytanın da kibri, Âdem’in Âdemliğinin gereği.
Reklam
Aşkın yolu, mezhebi, meşrebi belliydi. Bıraktı kendini aşkın oluruna. Ne kadarsa o kadardı.
Aşkın sebebi yok zamanı var. An geldi.
Gün gelir yarattığınız sen ile gerçek sen'in aynı olmadığını fark etmeye başlarsınız.
O ben'in bu ben'den haberi yoktu ama bu ben o ben'den haberdardı. Öyleyse bir yerlerde de bu ben' i seyreden başka bir ben vardı.
Sayfa 497
Reklam
Bir sıkıntının geçeceğine duyulan güven, ona dayanmanın tek çaresiydi.
Dönen göklerin sırrı âşıkların âh'ındandır, bir bakıma evren âşıkların yüzü suyu hürmetine vardır.
Âh eden âşık'ın niyazla da olsa nazla da olsa iltica ettiği yegâne makam Allah'tır. Âşık'ın zikri; "Allah!" diye başlar, "Allah!" nidalarının sonundaki âh hecesinin üzerinde kısalır ve derinleşir. Sonunda âh'ın elifi de kalkar ortadam. Bir nefes halinde sadece he vurgusu kalır. Âşık, ünlemini kaybeder, bir nefesten ibaret kalır.
O kadar yetindi ki kendine verilenlerle Mücella, kendisinden istenmeyenleri bile kendiliğinden çıkarıp verdi.
Sayfa 446…
Sayfa 446. Eğer’’ Trabzonlu’’ denecek bir tip varsa -ki vardı-, onun, burnu kopup yere düşse gururundan eğilip almayan ama kendisine emanet edilen bir avuç samanı korumak uğruna kendi samanlığının yanmasını da göze alan insanlarının en saf temsilcisi…
Sayfa 446Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.