92 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Bu kitabını okurken anladım ki Mustafa Kutlu'yu eserlerinin sayfa sayısı az diye okumamalı. Hatta 'Mustafa Kutlu'yu Okuma Kılavuzu' yayınlanmalı. Bunun için burada yapılan incelemelere bakmak çok faydalı oldu. Nazan Bekiroğlu'nun yazarı okuma tavsiyesini dikkate alıp onun söylediği şekilde okuma yapmaya karar verdim. Diyor ki Nazan Bekiroğlu :"Ben ana kubbeden başlamayı öneririm. Sır ile. Sonra “beşleme”nin tamamlanması gerekir. Yokuşa Akan Sular, Yoksulluk İçimizde, Ya Tahammül Ya Sefer, Bu Böyledir sırasıyla tekrar Sır kitabına gelinir." Ben Ya Tahammül Ya Sefer le başladım ama sanırım bu daha iyi. Sıralamada küçük bir değişiklik mazur görülebilir bence :) Çünkü YTYS kitabındaki İlhan'ın, Sır kitabında yeni halini görüyoruz. Ama yine de tekrar buraya dönüp okunabilir. Nazan Hoca'nın tavsiye ettiği şekilde ilerleyeceğim o zaman belki daha anlaşılır bir inceleme yazabilirim. Yukarıda bahsi geçen eserleri dışındakiler bence sıralama gözetmeksizin okunabilir. Ben de diyorum neden Mavi Kuş'tan aldığım zevki okuduğum son iki kitapta alamadım. :)
Sır
SırMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20218.5k okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
Hz. Yusuf'un kıssası tüm kutsal metinlerde geçen ve yine Kuran-ı Kerim'de de anlatılan bir öğüttür. Herkese ayan olmuş bir kıssa nasıl yine heyecanla okunur ? Bu sorunun cevabı bu eserde. Kronolojik hikaye nefis bir edebi dille işlenmiş. Nazan Hanım mücevheri işleyen bir kuyumcu hassasiyetiyle yaklaşmış ve her harf bir kıymete nazar olmuş. Kitabı okurken bana eşlik eden değerli dostuma selam olsun.
Yûsuf ile Züleyha
Yûsuf ile ZüleyhaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202114.9k okunma
Reklam
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim
Nar Ağacı… Uzun zamandır okumak istediğim, şimdi okuyup yazarla tanışabildiğim ve ilerde tekrar okumayı isteyebileceğim kitap. “İki ırmak onlar. İkisinin de birleşip büyük bir ırmağa dönüşmeden önce ayrı ayrı akıp geldikleri kumullu yataklar, mecralar, kimyalar var. Benim var olmam için birbirine doğru akmış bu iki ırmağın birleştiği yerde milyonlarca ihtimal arasında mümkünlerden bir mümkünüm sadece ben.” Kitabın ilk sayfalarında bu sözlerle iki ırmağa benzetiyor yazar Trabzonlu inci tanesi Zehra’yı ve Tebrizli meşhur halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan’ı. İki ırmağın birleşene kadar geçtiği yollara neler eşlik etmiyor ki, Balkan Savaşı, 1.Dünya Savaşı, seferberlik, muhacirlik, hastalıklar, kıtlık, ihtilal, acı… Ve tabii ki aşk, gülümseme, merhamet, umut… Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-Bakü-İstanbul hattında geçen romanı okurken bir parçası yapıyor insanı; sanki ben de onlarla bu şehirleri gezdim, Karadeniz’i izledim, çay içtim. Yazarın bir fotoğraf karesinden zamanda yaptığı yolculuklar, Hafız Divanı’ndan alınan beyitlerin kattığı zenginlik, İsmail’in ‘Kırık Kafiye’si, okurken oluşturduğu duygu yoğunluğu, birçoğunu buraya alıntılayamadığım anlamlı cümleler çok güzeldi. Uzun betimlemeleri bazen tekrar okuma ihtiyacı hissettim, ama bu kitabın sürükleyiciliğine engel değildi. Bazı kitaplar ‘hissederek’ okunmalı, öyle bir kitap. Yüreğinizde küçük bir nar ağacı çiçeklendirebilecek, incelikle işlenmiş, emek yüklü, çok ama çok nahif bir roman…
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127.5k okunma
336 syf.
·
Not rated
İki yıl önce dostumdan ödünç olarak aldım. Biraz okudum ama dersler, vizeler, finaller derken yarım bırakmıştım. Bitiremedim. Dostuma dediğimde o kitap bitmiyor öyle pek anlamıyorsun demişti. O zaman haklısın deyip erteledim. Şimdi tekrar bitireyim diye elime aldım. Okuduğum bilim kurgu romanının üzerine edebi bir eser okuyup geri dostuma vereyim diye düşündüm. Başladığımda dili ağır geldi. Bunu biliyordum bekliyordum da. Ama bu sefer fark ettiğim şey kitap anlatıyormuş. Hem de o kadar güzel anlatıyormuş ki. Yazara hayran oldum. Diline, hayran oldum, anlattıklarına... O kadar şiirsel, sanatsal ki okumadan ne kadar anlatırsam anlatayım o ahengi tarif edemem. Bazı yerlerini iki defa okudum. Not almak istediğim o kadar çok yer oldu ki. Bir süre sonra bundan vazgeçip tamamen o ahenge bıraktım kendimi. İçeriğine gelecek olursam iki ayrı hikaye anlatılıyor. Bölüm bölüm, bir ona geçiyor bir ona. Ama bu durum beni hiç rahatsız etmedi. Eğer bu tarz kitapları okumaya alışkınsanız rahatlıkla okuyabilirsiniz. Birinde bir adamın kadına olan aşkını ona ne hissettiğini ona nasıl baktığını anlatıyor. Diğer hikayede de yeniçerileri. Yeniçerilerin nasıl bozulduğunu, kaldırılma aşamalarını anlatıyor. Ama bunu yaparken hem yeniçeri, hem padişah, hem de ulema gözünden yapıyor. Yani farklı farklı bakış açılarından bakmayı sağlıyor. Yazarın daha önce Yusuf ile Züleyha kitabını da okumuştum. Onun dili daha sade. O kitap da en az bu kitap kadar güzel ayrıca. Nazan Bekiroğlu okumak isteyene ilk tavsiyem Yusuf ile Züleyha kitabından başlamasıdır. Keyifli okumalar diliyorum ... :)
İsimle Ateş Arasında
İsimle Ateş ArasındaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,881 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 32 hours
YUSUF İLE ZÜLEYHA YORUM
Nazan Bekiroğlu ile Kelime Defteri kitabı işe tanışmıştım 5 yıl önce. Dilini, keyifli yazım tarzını öyle samimi bulmuştum ki. Ardından Nar Ağacı kitabını okumuştum yazardan. O da okuduğum için memnun olacağım kadar güzel bir kitaptı. En son Yusuf İle Züleyha kitabı çıktı karşıma. Belki yıllardır kitaplığımda bekliyordu bu güzel kitap. Nazlı bir
Yûsuf ile Züleyha
Yûsuf ile ZüleyhaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202114.9k okunma
224 syf.
·
Not rated
Dini konularda çok uydurma yapılıyor. Bu da dinin mesajlarının yanlış bilinmesine yol açıyor. Yusuf Peygamber en iyi ve en doğru Kuran'ı Kerim'den öğrenilir, Yusuf Suresinde baştan sona Yusuf Peygamberin hayatını, kişiliğini, ahlakını öğreniyoruz. Kıssada hiçbir şekilde Yusuf'un Züleyha'ya aşık olduğu gibi bir izlenim alamıyoruz. Hatta Züleyha'nın
Yûsuf ile Züleyha
Yûsuf ile ZüleyhaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202114.9k okunma
Reklam
336 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
Ben uydurdum bu hikâyeleri. Ama size şunu söylüyorum ki:Daha yüksekte duran bir gerçeği işaret etmek için bunca hikaye uydurdum. Demek istediğim, hepsi yalanken anlattıklarımın, anne kalbinde bir çocuk yokluğunun işaret ettiği acı yalan değildi. Yalan değildi eşi zalim avcı tarafından vurulan turnanın zaruri ölümü. Yalan değildi kemalin arkasından zevalin geldiği . Olgunlaşan her şeyin sonunda bozulduğu. Bir şey bozulurken onunla birlikte başka şeykerin de bozulduğu . Yalan değildi devletlerin insanlar gibi, aşkların da devletler gibi ömürleri olduğu, mahiyeti safiyet olan aşkı en çok karanlıkların boğduğu. Bu tanimlardan biri sorgusuz sualsiz teslimiyet anlamina gelirken, diğerinin, sorgusuz sualsiz teslimiyetin kurulumu demek olduğu. Böylece aşkın mutlak tanımının mümkünler aleminde nâ-mümkün olduğu. Yalan değildi güzel kokunun ezel hatırası taşidiği. Yalan değildi bazi şeylerin hep bir şeyle bir şey arasinda ürperti gibi asılı durduğu. Günahi ve ihaneti bu dünyada su öbür dünyada ateş arıtacakken, suyla arinmayan aşık kalbinin ancak ateşle durulduğu. Belki de bu yüzden bir büyük yanginin koptuğu. Bir ocağın;kelâma mecbur çileden yenik elemden ibaret bir kalpten kopagelen yangınla tutulup kül olduğu. Hikayelerine ayrılarak anlatılmış bir romanda son kez yemin ediyorum ki:Vallahi yalan değil!
İsimle Ateş Arasında
İsimle Ateş ArasındaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,881 okunma
336 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Kitap bir gece ansızın gözüme takılmış, elime alıp açtığımda denk geldiğim:”Adı koyulmamış hiçbir şeyin gerçek anlamda var olduğuna ikna olamayan bir kalbin sahibiydim ben. Hayatı kelimelerle hükmeden biriydim ben” cümlesiyle okuma isteği uyandırmıştı bende. Nazan Bekiroğlu’nu anlamam için daha çok okumam lazım sanırım. Okuyanlar bilir, farklı bir kalemi vardır, hayal dünyası başkadır. Kelimeleri bir nakış gibi işler. Bu kitabında da tarihle karışık bir aşktan bahsediyor. Her şey bir isimle başlamıştı. Tarih oldum olası zorlandığım bir alan, ders olarak algıladığım için belkide sevemiyorum, tarihi bilgim de yetersiz olduğundan süleyman, osman, fatih, yeniçeri diye bahsettiği bölümlerde acaba kurgu mu gerçek mi sorgulaması yaşadım. Biraz gerçek, biraz kurgu.. Ruha dokunan bir yanlarının olduğu ise tartışmasız. Nihade’nin koku bilgisi çok dikkatimi çekti. Koku hafızası diye bir şey var. Bu çok ilginç. Hangi bitki ne zaman yetişir, ne zaman toplanır, nasıl koku verir bunları öğrenmek güzeldi. Her okunuşta farklı algılanacak türde bir kitap. Bitirdim fakat tam olarak bitmedi benim için. Bir kaç yıl sonra tekrar okumak isterim. Cesaretiniz varsa Nazan Bekiroğlu’nun kalemiyle tanışın isterim. “Hikmetleri kelimelerin kalplerine indiren Allah'a hamdolsun..” “Kendi içimden başka bakacak yerim kalmayınca fark ettim insan kalbinin ne kadar çok duygusu olduğunu.” “İnsan ömrünün bir anlık rüya olduğunu kêlamımla bildim de hissimle yaşayamadım."
İsimle Ateş Arasında
İsimle Ateş ArasındaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,881 okunma
344 syf.
5/10 puan verdi
Veee Mücella... Sanki hayatımdan bir insan geldi ve gecti gibi hissediyorum suan. Geldi, onu tanidim ve ayni siradanlikla kayboldu gitti... Mücella... Naif, acelesiz, telaşsız, siradan bir hayatin anlatildigi, sıradan bir insanin romani... Aslinda roman ve karakterler hakkinda bilgi vermek istiyorum ama korkuyorum fazla yazmaktan, yazıp da ipucu vermekten... Gerci oyle belirli bir konusu yok. Yani hani roman okuyorum sonunda bir sey olacak, iste efendim uzulurum, sasiririm diye bir beklenti icine girmeyin. Nazan Bekiroglu'nun kalemini ve uslubunu sevenler icin guzel bir roman olmus. Yani bu kitap, oyle siradan bir hayati ele almıs ki eminim hayatinizda Mücella gibi insanlar tanimissinizdir... Benim var mesela. Hatta okurken hep o hanim aklima geldi. Yani nasil demeliyim iyi ifade edebilmek adina... Şöyle ki; sıradan bir hayatın konu alındığı, mübalağanın m'si bile bulunmayan bir kitap Mücella... Aslinda karakter olarak baktigimizda ayni karakterde olmadigimi farkettim Mücella ile. Bazi yerlerinde kendisine "Deli Mücella" bile dedim :) Sonra bazi yerlerinde ise kendimden birkac yer buldum... Icimde bir yerlerde Mücella'nın telaşsız hayatına binaen hayatlar mevcut oldugunu hissettim belki de... Simdi ise baska bir kitaba gececegim lakin Mücella'nin hayatimdan gitmis olmasina üzülmedim degil :( Alışmışım demek ki. 340 sayfadır Mücella dogdu, cocuk oldu, genc kız oldu, orta yasa erdi ve yaşlandı ve... Gerisini de siz okudugunuzda getirirsiniz... Bana Mücella'dan geriye sanirim hic unutamayacağım bir soru cümlesi yadigar kaldı. "He acaba?" Kitabi ben begendim, okumaya baslarken buyuk beklenti icinde olmayin cunku siradan bir insanin romanini okuyacaksiniz. Siradan lakin kolay unutulmayan..
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110.1k okunma
248 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Ne zaman kitap okumaktan yorulsam Nazan Bekiroğlu'na sarılıyorum. Yine öyle oldu ve Cam Irmağı Taş Gemi'ye sarıldım bu sefer. Bir gizemli film seyredersiniz hani, filmin sonunda daha önce fark etmediğiniz bir sahnenin farklı çekimini gösterir ve gizemi çözersiniz. Bu kitap da öyle bir nevi. Farklı hikayelerden oluşuyor gibi görünüyor ama hepsi birbiriyle bağlantılı. İster bir çocuğa anlatın bu hikayeleri yani öylesine sade, ister de derin anlamlarını çözmeye çalışın yani öylesine derin ve güzel. Şiirsel bir üslup, altı çizilesi cümleler var yine, okudukça okunası gelen. Kitabın sonunda bir zeyl var; yani ek hikaye. İsimle ateş arasında kitabının zeyliymiş sanırım. İAA okumadığım için o kısmı şimdilik okumuyorum. Ne zaman ki İAA kitabını okurum o zaman bu zeyle tekrar dönüş yaparım. Ertelemiş olsam da son kısmı Nazan Bekiroğlu'nun kitapları arasında böylesi bir bağ kurması benim çok hoşuma gitti. Bir denemesinde başka bir romanında geçen şeyleri anlattığını fark ettiğimde de büyük muamma çözmüş gibi mutlu olmuştum. Nazan Bekiroğlu okuyun, okutun vesselam ^^
Cam Irmağı Taş Gemi
Cam Irmağı Taş GemiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,456 okunma
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.