Bu kadar uzun bir süre bu kitapta kalacağımı hiç düşünmemiştim. Akıcı olmaması beni hep itti, okuma hevesimi yarıda bıraktı. Olay örgüsünde karakterlerin fazla olması, hepsinin ayrı ayrı hikayelerinin olması, ana karakterlerin yani Peri ve Abdullah'ı diğer bi yan dala atılması vs vs... Karışıktı karakterlerin hikayeleri bu kimdi, kimin hikâyesiydi, ismi neydi çok dedirtti bana. Elimde bu kadar kalması beni de şaşırttı. En sonunda birkaç gün içinde kendimle inatlaşıp, bitirebildim. Sonlara doğru en azından ana karakterlere daha çok değinmiş, parçaları birleştirebiliyorsun. Diğer kişilere aslında gerek yokmuş dedirtiyor, onlar kafa karışıklığı oluşturmuş bence, olmasa da olurmuş onların hikayeleri.
" Markos, biliyor musun, insanların bu kadar geç kavraması çok tuhaf. İstedikleri şeylere göre yaşadıklarını düşünüyorlar. Yaşamlarına isteklerine göre yön verdiklerini.Oysa işin aslı:
*Onları yönlendirenler, korktukları şeyler. İstemedikleri şeyler...*"
Beklentinizi çok yüksek tutmayın derim ben, İyi Okumalar...
