Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazlıcan Akbaş

"İnsanlık için küçük de olsa bir şeyler yapmazsak kendimizi kötü hissederiz. Böyle boş boş ortalıkta dolandığında kendini iyi hissetmemelisin. Eğitimsiz, aşağı bir toplumun özelliğidir bu. İyi eğitim alan insanlar boş vakit geçirmeyi kesinlikle keyifli bir şey olarak görmezler. "
Sayfa 45
Reklam
"Suçlarının cezasını çekmeye razı olman Seni bir suçsuza dönüştürmez; Ölmeye razı olman Sana yaşama hakkı vermez. "
"O sana bakmadı, sen onun duymadın, sana bir şey söylemedi. İndir gözlerini kızım ve yüreğinden ona lanet oku.! " Ben susmak istemiyorum, gözlerimi indirmek istemiyorum, Avazım çıktığı kadar bağırarak lanet etmek istiyorum. Önce ben yaralarım, beni yaralayacak olanı. "

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"... Daha da öte " hak edilmiş"sevgi yerini kolayca kişinin o olduğu, kendisi olduğu için sevilmediği, sadece hoşa gittiği için sevildiği, son çözümlemede kişinin sevilmeyip kullanıldığı yargılarıyla acı bir duyguya bırakır. İster büyük ister küçük olalım, hepimiz kuşkusuz ana sevgisine tutunmanın özlemi içindeyiz. "
"Çocuk sevgisi, " Seviyorum çünkü seviliyorum" ilkesine dayanır. Büyüklerin sevgisinin ilkesi, "Seviliyorum çünkü seviyorum" dur. Olgunlaşmamış sevgi, "Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var" der. Olgunlaşmış sevginin söylediği ise "Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum" dur. "
Reklam
"Çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek sevgisine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etken (aktif) ilgidir. Bu etken ilginin bulunmadığı yerde sevgi de yoktur. "
"Tıpkı şimdi bizler gibi birbirine yabancı olan iki insan, aralarındaki duvarı birden yıkar, kendilerini birbirlerine çok yakın duyar, tek bir kişi gibi hissederlerse o an yaşamın en heyecanlı, en baş döndürücü anıdır. Bu an, sevgisiz, kopuk, soyutlanmış bir kişi için çok daha harikulade, çok daha mucizevidir. Bu ani yakınlaşmanın mucizesi, cinsel çekicilik ve birleşmeyle başlar ya da birlikte oluşursa gerçekleşmesi çok daha kolaylaşır. Ne var ki bu tür sevgiler doğaları gereği bitimsiz değildir. İki insan birbirlerini daha iyi tanıdıkça yakınlaşmalarındaki o mucizevi nitelik, düş kırıklıkları, çelişkiler, bıkkınlıklarla ilk heyecanlarından arta kalan ne varsa tümünü silip süpürürken kendisi de yavaş yavaş yiter. Başlangıçta bunun farkına varmazlar. Aslında birbirleri için o yanıp tutuşmalar, deli divane olmalar, daha önceki yalnızlıklarının derecesini gösteren bir kanıtken, sevgilerinin şiddetinin ölçüsüymüş gibi kabul ederler. "
Sayfa 24 - Say yayınları, 8.baskıKitabı okudu
"Bir kez Parti'nin buyruğu altına girdiniz mi, ne hissettiğiniz ya da ne hissetmediğiniz, ne yaptığınız ya da ne yapmaktan kaçındığınız hiç fark etmiyordu. Ne yaparsanız yapın ortadan kayboluyordunuz; siz de silinip gidiyordunuz, yaptıklarınız da."
Sayfa 181 - Can Yayınları, 64.baskıKitabı okudu
"Bu apayrı bir durumdu. Birinin öldürülmesinden çok daha ciddi bir durum söz konusuydu. Geçmişin resmen silinip yok edildiğini kavramıyor musun? Geçmiş yalnızca şu cam parçası gibi, üstünde hiçbir şey yazmayan nesnelerde yaşıyor. Artık Devrim'le, Devrim'den önceki yıllarla ilgili hemen hiçbir şey bilmiyoruz. Bütün kayıtlar ya yok edilmiş ya da çarpıtılmış, bütün kitaplar yeniden yazılmış, bütün resimler yeniden yapılmış, bütün heykeller, sokaklar ve yapılar yeniden adlandırılmış, bütün tarihler değiştirilmiş. Üstelik bu işlem her gün, her dakika uygulanmaya devam ediyor. Tarih durdu. Parti'nin her zaman haklı olduğu sonsuz bir şimdiden başka bir şey yok. Geçmişin çarpıtıldığını biliyorum, ama bu çarpıtmaları ben yaptığım halde bunu asla kanıtlayamayacağım. İş bittikten sonra geride tek bir kanıt kalmıyor. Tek kanıt kafamın içinde ve benim anılarımı paylaşacak bir kişi daha var mı, bilemiyorum."
Sayfa 171 - Can Yayınları, 64.baskıKitabı okudu
"Birçok kişi sevme sorununu ilkel bir biçimde ele almakta, kendi sevebilme gücünden, sevme ediminden çok sevilme olarak görmektedir. Onlar için sorun nasıl sevilebilecekleri, nasıl sevilir olabilecekleridir."
Reklam
"Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler."
Sayfa 81 - Can Yayınları, 64.baskıKitabı okudu
"Ve asıl korkunç yanı, farklı düşündüğünüz için sizi öldürecek olmaları değil, haklı olabilecekleriydi."
Sayfa 91 - Can Yayınları, 64.baskıKitabı okudu
"Oysa proleterler, kendi güçlerinin bilincine bir varabilseler, belki gizli etkinlikler yürütmeye bile gerek kalmayacaktı. Yalnızca ayağa kalkıp, sırtına konan sinekleri savuşturan bir at gibi silkinmeleri yetecekti. İsteseler, Parti'yi akşamdan sabaha kadar yerle bir edebilirlerdi. Hiç kuşkusuz, önünde sonunda akılları başlarına gelecekti. Gel gör ki... "
Sayfa 80 - Can Yayınları, 64.baskıKitabı okudu
"Kafası sloganlardan başka hiçbir şey almazdı; her türlü ahmaklığa inanabilirdi, yeter ki Parti tarafından söylensin."
Sayfa 77 - Can Yayınları, 64.baskıKitabı okudu
"Winston, birden, yürekten inanarak, çok sürmez, Syme'ı buharlaştırırlar, diye geçirdi aklından. Çok zeki. Her şeyi çok açık seçik görüyor ve sözünü sakınmıyor. Parti böylelerinden hoşlanmaz. Bir gün ortadan kaybolacak. Görünen köy kılavuz istemez."
Sayfa 64 - Can Yayınları, 64.baskıKitabı okudu
175 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.