Her şeyin anlam ifade ettiği bir dünyada, her şey ne kadar da anlamsız.
Sayfa 34Kitabı okudu
Olmak, cesaret ister. İçimizdeki boşluktan aşağıya bakabilme cesareti. Muhakkak ki başımız dönecektir. Sendelersek uçurumdan aşağı gideceğiz. Ama bakmazsak hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz orada ne olduğunu, bizi bekleyen, bizi biz yapan şeyi.
Sayfa 28Kitabı okudu
Yola çıkmak kendinin farkına varmaktır, kendini bilme çabasıdır.
Sayfa 27Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Kendini düzeltmek için dua etmek, insanın kendisine yapabileceği en büyük yardımlardan birisidir. Her hareketimiz, Rabbimizin canlı yayınında. Düşünerek ve bilerek hareket etmek, zarar riskini en aza indirir. Kendisi için gelişme kapısını daima açık tutanlar, değişimi göze alarak her zaman daha iyi olabileceğine inananlardır.
Sayfa 259Kitabı okudu
Yaratan'ından uzak kalmanın faturası, dünyada da ahirette de ödenemeyecek kadar kabarıktır ve zararı da doğrusunu yaşamadıkça telâfi edilemez.
Sayfa 258Kitabı okudu
'Haklıyım' inancı, hakikati aradığımız için mi oluştu? Bilen birilerine danıştık, araştırdık, soruşturduk da haklılığımıza öyle mi karar verdik?
Sayfa 177Kitabı okudu
Ne olduğunu ve ne olması gerektiğini bilmeyenler, 'sen aslında şöyle olmalısın' yönlendirmesine müsait ve açıktırlar. Biz şu anda Amerika'dan daha fazla Coca-Cola tüketiyoruz. Onlarda beğenilmeyen sıradan filmler bizde listelerde bir numara olabiliyor. Makyaj firmalarının sahiplerinden daha çok boya sürüyoruz. Açık saçık dediğimiz Batıdan daha beter durumdayız. Daha yığınla örnek verilebilecek bu duruma acaba biz tesadüfen mi geldik?
Sayfa 158Kitabı okudu
Mıknatıs sadece demiri çekiyor, çünkü özü demire ayarlı. Peki bizim özümüz neye ayarlı? Biz her sinyali alır kabul edersek kimleri ve neleri kabul etmiş oluruz? Aldığımız yönlendirmelerin bizim için gereksiz ve hatta çok zararlı olduklarını fark ettiğimizde çok geç olabilir; pirincin içinden taşı değil de, taşın, camın, çer çöpün içinden pirinci ayıklamak zorunda kalabiliriz.
Sayfa 157Kitabı okudu
Şu anki bilgi kaynaklarımızı biz mi belirledik ve bu kaynakların bizim için değeri ne? Dilimizden düşürmediğimiz ezgiler, şarkılar, türküler bize neleri düşündürüyor? Çay bahçelerinde, taksi ve dolmuşlarda hangi müziğin rüzgârı ile ferahlıyoruz? Her yönden esen rüzgâr, bizi nereye savuruyor? Biliyoruz ki rüzgârlar başıboş yaprakları ve zayıf cisimleri sürükler. Nereye gittikleri ve nerede duracakları da belli olmaz. Ancak sağlam bir dala tutunmuş yapraklar ve ağırlığı yeterli olan cisimler sürüklenmez. Sağlam bir inanca tutunmuş ve hayatı anlamlı kılan bir tarzı benimsemiş insanlarda olduğu gibi...
Sayfa 157Kitabı okudu
'Bugün insan olabilme ve kalabilme mücadelemin neresindeyim?' sorusunun yerine, kayıtlarımız rastgele izlediğimiz reklamlardaki mankenlerin fiziğine, satın almamız için bizi bekleyen baş döndürücü şampuanlara, sürekli yemeyi ve tüketmeyi beynimize pompalayan ve debgelerimizi alt üst eden görüntülere odaklanmışsa, kayıtlarımızda bir karmaşa var demektir. Hani derler ya; 'İnsan bildiklerinin ürünüdür.' diye. Onun bunun ne yaptığıyla, bize nasıl baktığıyla, kimin haklı kimin haksız olduğuyla, hangi mankenin kimlerle beraber olduğuyla zihnimiz meşgulse; bir rastgelelik, başıboşluk, ilgisizlik ve bilgisizlik içindeyiz demektir. Bu gereksiz kayıtlar tekrarlandıkça o bilgiler pekişir ve zihnimizde daha önemli hâle gelir.
Sayfa 124Kitabı okudu
Tereddüt etmekte haklısın, belki sen dışlanacak, anlaşılmayacak, zorlanacak, belki de yersiz tenkit ve aşağılamalarla pes etmenin eşiğine geleceksin. Fakat unutma ki asıl korkman gereken; düşünmeyi, hayatı askıya almak gibi gündem dışında tutup bir kenara itmektir. Senden uzaklaştırdığın her şey giderek sana yabancılaşır. Eğer düşünmeden yaşıyorsan, fiziksel kalbin saat gibi çalışmaya devam etse de manevî kalbin teklemeye başlar, ruhun nefessizlikten bunalır, bunu bil.
Sayfa 75Kitabı okudu