Hep bir şeyler yapmak, bir şeyler yapar olmak durumundayız, çünkü bize verilen bu yaşam yapılıp tamamlanmış olarak verilmedi, içimizden her biri, kendi yaşamını yapılandırmak zorunda. Bize verilen bu yaşam boş olarak verildi, insan giderek onu doldurmak, içine bir şeyler koymak durumunda. Uğraşlarımız bu yöndedir. Taşın, bitkinin, hayvanın konumuysa bu değil. Varlıkları onlara önceden belirlenmiş ve çözümlenmiş olarak verilmiş. Taş, varolmaya başladığında, varoluşundan başka, davranışı da önceden belirlenmiş, yani ağırlık yapmak, ağırlığını yeryüzünün merkezine yöneltmek durumunda. Aynı biçimde, hayvanın davranışları da belli sınırlar çerçevesinde kendisine verilmiş, o da kendi katılımı olmaksızın, içgüdülerini izlemek durumunda. Oysa insana verilen hep bir şeyler yapar olmak zorunluluğu, yoksa ölüm tehlikesiyle karşı karşıya buluyor kendini; ancak ne yapması gerektiği önceden, bir seferde belirlenmiş değil. Çünkü içinde yaşamak zorunda olduğumuz bu ortam ya da dünyanın en acayip ve tedirginlik verici yanı, kendi kaçınılmaz çemberi ya da ufkunda eylemlerimiz için bize hep çeşitli olasılıklar sunması; o çeşitlilik karşısında seçmekten, dolayısıyla özgürlüğümüzü kullanmaktan başka çaremiz yok. İçinde kaçınılmaz biçimde yer aldığımız ve tutsağı bulunduğumuz ortam, bu yer ve bu zaman -tekrar ediyorum-, bizi her an bir tek eyleme ya da uğraşa zorlamaz, birkaç olasılık sunar ve bizi acımadan kendi girişimimize, kendi esinimize teslim eder; yani kendi sorumluluğumuza.
Zaman meselesi ne acayip. Aynaya baktığımda beni üzen zaman, ektiğim bir fidana bakıp büyüdüğünü gördüğümde mutlu ediyor. Zamanla her şey geçiyor da, bu geçicilik de insanı dünyaya yabancılaştırıyor
Sayfa 76 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ne var ki şöhret acayip bir şeydir. Bazıları öldükten sonra ün kazanır, bazıları da yok olur gider .
İthaki yayınlarıKitabı okudu
Şu insanlık ne acayip muamma yarabbi!
Sayfa 147 - İnkılapKitabı okudu
Zaman meselesi ne acayip. Aynaya baktığımda beni üzen zaman, ektiğim bir fidana bakıp büyüdüğünü gördüğümde mutlu ediyor. Zamanla her şey geçiyor da, bu geçicilik de insanı dünyaya yabancılaştırıyor
Monomaninin her türü, tek bir fikre saplanıp kalmış insanlar daima ilgimi çekmiştir, zira biri kendini ne kadar sınırlarsa sonsuzluğa da o kadar yakındır; bilhassa da dünyadan kopuk gibi görünenler, özel malzemeleriyle kendilerine karıncalarınkine benzer acayip, sahiden eşsiz bir küçük âlem inşa ederler.
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.