Yedi tepeli şehrimde bıraktım gonca gülümü. Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü.
Sayfa 77 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da; Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte, Yani yürekte. Mesela bir barikatta dövüşerek Mesela kuzey kutbunu keşfe giderken Mesela denerken damarlarından bir serumu Ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da; Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp
Reklam
Tahirle zühre meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Utangaçlık nedir? Utangaçlık neden kötü.
[Cemre Demirelin yorumu üzerine!] 1-Başkası için varlık olma durumu. İnsan doğası gereği başkasını kafasında kurgular. (Buna ön yargı demek yerine ön izlenim diyelim çünkü yargılamak olumsuz bir anlam katıyor.) Bu yüzden bireylerde başkaları tarafından kötü algılara maruz kalmamak için yaptığı şeylere ve gösterdiği davranışlara dikkat eder. Bu
Annemden izin isterim. Sokağa gönder diye yalvarırım. Gönlü olursa yanıma dadımı, lalamı katar. Yüzüm sımsıkı kapalı olarak Bayezid'e kadar gönderir. Şöyle bir lamelif çevirip eve döneriz. "Lalam var" dediğime gülmeyiniz sakın... Ne saf adamdır bilseniz. Elinde büyüdüm. Babam kadar severim. Fakat o da insafsızdır. Geçenlerde yine Bayezid'e kadar çıktık. "Kumkapı'ya inelim. Makriköyü'ne gidip gelme birer bilet alalım... Az buçuk kırları dolaşalım. Annem nereden duyacak," diye o kadar yalvardım. Kandırmak mümkün olmadı. Sokağa çıkmak için izin alamadığım günlerdeki halimi sormayınız artık... O bizim kapanık, yosunlu bahçemizde ağabeyimin bisikleti elimden neler çeker!.. Kendimi de onu da bir duvardan bir duvara çarparak altımda güya bir küheylan varmış gibi adeta manej yaparım... Ondan da bıktım mı ağaçlara salıncak kurarım. Bütün hıncımı onlardan alırım. Kayısı olsun, armut olsun bütün bu benden yaşlı ağaçların sakatlamadık kolunu, dalını bırakmam... İçimdeki sıkıntıyı bu şekilde de def edemezsem ne yaparım bilir misiniz?.. Söz aramızda ama kimse duymasın... Usulcacık yükün içinden tavan arasına sıvışırım. Çatı kapağını açarım. Dama çıkarım... Oh... Oh... Bütün İstanbul, bütün denizler ta adalara kadar ayakaltında... Orada geniş geniş nefesler alıp biraz ferahlarım... Birkaç ay evvel insanı sıkıntıya sokan komşulardan biri beni damda görmüş, anneme söylemiş. Aman rabbim, işitmediğim lakırdı kalmadı. Meğerse bir kız için dama çıkmak pek ayıpmış... Bu memlekette kızlar için ayıp olmayan ne var acaba?..
Bizde hürmet, saygı, itaat, göreve bağlılık hep aynı biçimlerdeydi.Borcumuz neyse onu yerine getirmeye, terbiye neyi gerektiriyorsa onu yapmaya dilimizi, davranışlarımızı o biçimde ayarlamaya zorunluyduk. Ahlak ve yeteneğin eğilimi de bu düzenin, bu usulün emri altında bulunurdu. Fakat bu bir alemdir, alemlerden bir alemdir. Lakin bütün alem ve cihan bundan ibaret değildir. Bizim dünyamızda ayıp görülen şey, bunlar arasında kahramanlıktan sayılıyor. İçinde yaşadıkları olayları övünerek söylediklerinde, başarılarını anlattıklarında işitsen utançtan elinde olmadan yüzünü kapatırsın. Utanç ve sıkılmak onları işitmekten ve söyleyenlerin içinde bulunmaktansa yerin dibine geçmeği emreder! Bizim rezalet bildiğimiz şeyler, bunlar tarafından doğal görülüyor. Bunlara alışmak ne kadar güç! Güç mü? Hayır hayır! imkansız, mümkün değil!
Reklam
Toplumun Çürümesi
La Fontaine, Ağustos Böceği ile Karınca'da, kendi zamanının ahlakını yansıtmıştı; evrensel ve kalıcı bir değere sahipmiş gibi gözüken bu ahlak anlayışına göre, titiz, özenli, günlük çalışma kesin bir değerdi ve ağustos böceği "bütün yaz" şarkı söyleyeceğine bu değerden.esinlenmeliydi.Masalda güzel rol karıncaya aitti. Her mevsimde
Sayfa 154 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
"Ne ölümden korkmak ayıp,ne de düşünmek ölümü"
Sayfa 381
192 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 5 days
Gürgüler Apartmanı'ndaki Kur'an tilaveti ile başlıyor kitabımız. Aysel'in aniden hastalanıp dünyadan göç etmesiyle bir sayfa daha kapanıyor Abbas Bey'in hayatında.  Çok güzel olduğu kadar çok da asil bir kadındır Aysel. Sevdiği insanın(Abbas Bey'in) ihanetiyle kalbini başka aşklara kapatmış, okuduğu Hukuk Fakültesi'nden ayrılmış, kendini yazmaya adamıştır. Kitapları raflarda yer aldığında bile o mutlu değildir. Tâ ki günün birinde kapısı çalınıp da karşısında gördüğü kişiyle konuşana kadar... . Gürgüler Apartmanı'nda yaşayan akraba ve dostların hayatlarına konuk oluyoruz. Herbiri içimizden sımsıcak güçlü kadın karakterler ve onların özgün hikâyeleri bu çatı altında aktarılıyor okura. Kimi zaman tebessüm ettiren kimi zamansa sorgulatan hayatlar bunlar. Mahizer Hanım'a ve "hayır asla yapamam" demeyi beceremeyen Abbas Bey'e ne kadar kızsam da "Aysel onları bağışlamış, sana ne oluyor Elif?" dedim kendi kendime. . Gülfem Hanım'ın kızı Nursel'in günlüğünü okuması çok ayıp olsa da onun sayesinde tanıdık Gürgüler Apartmanı'nın güzel ve güçlü kadınlarını. Nursel'in yaşadıkları ve sonunda verdiği kararla attığı adımı kalbim ve gözlerim dolu dolu okudum. Çok sevdim bu aile hikâyesini.
Suretler İzler Gölgeler
Suretler İzler Gölgeler
.
Esra Yüksel
Esra Yüksel
Suretler İzler Gölgeler
Suretler İzler GölgelerEsra Yüksel · Romanoku Yayınları · 20247 okunma
Bütün bu yazdıklarım tatsız bir etki yaratacağına da eminim,zira hepimiz yaşamla bağını az ya da çok kaybetmiş,kör topal idare eden insanlarız.Hatta yaşamdan öylesine kopuğuz ki,gerçek “canlı hayata” karşı adeta tiksinti duyuyor,bize hatırlatılmasına dahi katlanamıyoruz.Öyle bir hale gelmişiz ki,gerçek “canlı hayat” bize adeta bir iş,bir ödev
Reklam
Bu ne :)) Ne kadaaaaa ayıp:))
ayıp be
Garip, ne garip, insanın kocasıyla veya karısıyla nerede veya ne zaman tanıştığını hatırlamaması...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.