Öncellikle şunu söylemek istiyorum kitabı okumayı düşünen birileri varsa hiç bu yazıyı okumasın. Ben, biri bir kitaba kötü birşey dediğinde direk soğuyorum fakat yorumumuda belirtmek istiyorum o yüzden benim gibi olanlar okumasınlar. Kitabı beğenmedim. Hakkında çok fazla güzel şey duydum çokta bilinen bir kitap ama beğenmedim benlik değildi. Çok
Bu kitabı okumalı mısınız ?
"Herkes bu konuyla ilgili birden çok düşünceye sahiptir." (alıntıdır :D ) benim naçizane düşüncemi merak ediyorsanız buyurun okuyun.
Öncelikle burada yazdıklarımın hiç biri edebi eleştiri değildir. (Zira ne bu kitap edebi bir eser olabilir ne de ben nitelikli bir eleştirmen olabilirim)
Sadece kitap
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
Tak tak tak…
“Güzide! Güzide! Lütfen kapıyı açar mısın?” dedi Osman.
Gözleri yarım açık ve ayakta uyuyan bir halde kapıyı açtı Güzide. “Osman, ne oldu? Niye bu saatte kapıyı çalıyorsun?” diyerek kapıya yaslandı Güzide.
“Acil bir durum var. Sen Türk Dili Edebiyatı öğretmeni değil misin?” diye sordu Osman.
“Evet.” dedi Güzide.
“Ben şiir yazmak
Cemal Süreya meraklanır ve arayıp başka bir meyhanede bulur Ahmed Arif'i. Merakını dile getirip neden gelmediğini sorar. "Sorma" der Ahmed Arif, "Ben sana çok ayıp ettim." Cemal Süreya "Mesele nedir?" diye ısrar edince, "Senin kız kardeşine aşık oldum." der. Cemal Süreya "Ne var bunda, olabilir." der ve Ahmed Arif'i ikna ederek kız kardeşiyle bir buluşma ayarlar. Kız kardeşine de "Evlen onunla, ülkenin en iyi şairi" der. Ankara'da Zafer Çarşısı'ndaki buluşma günü Ahmed Arif buluşmaya gitmez. Cemal Süreya' nın kız kardeşi çok sinirlenir ve abisine durumu anlatır. Cemal süreya sinirlenir, gider ve meyhanede bulur Ahmed Arif'i, "Neden gitmedin, kızı orada öylece beklettin?" diye çıkışır. "Sorma Cemal," der Ahmed Arif, "Gömleğim kirliydi, başka gömlek de yoktu. Kızın karşısına öyle kirli gömlekle çıkmak olmazdı."