BİLDİN Mİ ÖRTMENİM
Getirdiler okula, ‘’öğretmenin işte bu’’ dediler,
Ama örtmen ne işe yarar onu söylemediler,
Valla örtmenim ilkin senden çok korktuydum.
İlk sınıfa geldiğinde de pustum kaldıydım.
Ama misafir şekeri gibi sözlerin varmış ,
Hiç bitmeyen bir sabrın ve sevgin varmış,
Bizi içine alacak kocaman bir kalbin varmış,
Anladım ki,senin
1999 basımı bu kitap aynı zamanda yazarın okuduğum ilk kitabı olmasıyla da benim için ayrıca özeldir.
Konusu ile her ne kadar kısmen Virüs'e benzese de kurgu olarak fazlasıyla ayrılan, gerilim dozu yüksek bir kitap. Ayrıca yazarın tüm kitapları içerisinde finali okuyucuyu en çok tatmin eden, "Nası koydu Aykut Kocamaaan" tezahüratı yaptıran bir kitap.
SSCB'de biyolojik silah imalatında çalışan Yury, Amerikan rüyası kabusa dönüşünce Amerikalılardan intikam almak için memleketinde öğrendiği teknik ile millete şarbonlu mektup göndermeye başlıyor ve olay gelişiyor. Olayların içinde ise tabi ki adamın Jack Stapleton, hali hazırda sadece iş arkadaşından biraz daha fazlası olan Laura (şimdi evlendiler çocukları bilem oldu ohhoo) ile devamlı yan karakterler dedektif Lou Saldano ile zenci mahallesinin çete resisi Warren -ki kendisi çoğu macerada Jack'in lanet beyaz kıçını kurtaran adamdır- koşturup duruyorlar. Ben sevdim, halen severim, 1999 yılından sonra tekrar okumak iyi geldi. Herkese tavsiye ederim...
Not: Yaşı benle akran olanların hatırlayacağı şarbonlu mektup vakalarının tarih itibari ile bu kitabın yayın tarihinden sonra ortaya çıktığını hatırlatmak isterim.
Bir çay daha koyayım iç, der, neden anlatıyorum bunları sana, sankim benden hallice misin? Boş veer! Amma ille de içimi kaynatan ne biliyor musun? şu dernek var -kırıtarak taklit eder- yardımsever zenginlerin kuruduğu kadın derneği, işte onlar aldı ilk pabuçlarımı, onlar. Bir sevindim, gece gözüme uyku girmedi, kalkıp kalıp baktım. Yedi mi, sekiz mi ne işte o yaşlardayım. Ama ertesi günü ne göreyim, gazeteye resmimizi basmışlar! Dursun kızmamı anlıyor musun? ben seviniyorum okulda arkadaşların yanında mahcup düşmeyeceğim diye, okula gittik ki duvara bilem aşmışlar gazeteyi, okulumuzun yoksul çocuklarını dernek giydirdi diye. İyi mi, ha! Yahu yoksulsak yoksuluz ilan mı lazım?
(SPOİLER İÇEREBİLİR)
Bak ben sana söyliyiverem. Kitap ucuz, öyle 60-70 lira diil. 6-7 Liraya alıverirsin. Ben de ucuz diye aldım zaten, yoksa Stefanımış, Zwaygımış ben anlamam. Aldım ben de elimde taşıyon öyle afillli görünüyo falan neyse canım sıkıldı, açıp okuyuverem dedim. Kısa çünkü ondan 60-70 sayfa bi şey. Anlatıverem: Baron diye bi adam
youtube.com/watch?v=9aqp3V9...
“Bir kavim kendini bozmadıkça Allah onları bozmaz.” (Rad, 13/11)
BORALTAN KÖPRÜSÜ VAKASI
1944 yılında, "Milli Şef" döneminde Azerbaycan'dan kaçarak Türkiye'ye sığınan 144 Türk Azerbaycan aydının Stalin'e geri verilmesi ve kurşunlanarak öldürülmeleri tarihe