EVET SAYIN OKURLAR, ATTAR DA #LOVEWINS DIYOR
Bütün âleme hükmeden bir padişah vardı. Buyruğu yedi iklimde de yürürdü. Buyruk yürütmede adeta bir İskender’di. Kaf’tan Kaf’a bütün âlem onun askeriydi. Şanı, şerefi ayı gölgede bırakmıştı. Ay, o yüceliği görüp yüzünü o tapının toprağına vurmuştu. Bu padişahın bir de yüce, akıllı, en ince işleri bilir veziri vardı. O itibarlı vezirin bir oğlu
Özgür Topyıldız'ın kitabına Attilâ İlhan'dan yaptığı alıntı:
On altı takımlık 1. Ulusal Lig'de on bir Anadolu takımı görebilmek ne demek? Bir mucize. Siz ilk 'milli küme' deneyine yalnız İstanbul, İzmir ve Ankara takımlarının katıldığını bilir misiniz? Onun için Orhan Şeref Apak, Ulusal Lig kararını verdiği zaman en çok sevinenlerden birisi olmuşumdur, daha eskilerden bilirdim ki, Karadeniz kıyısında iyi futbol oynayacak çakı gibi çocuklar yetişmektedir, Eskişehir'de ve Adana'da oynanan futbol hiç de üç büyük şehrimizde oynanandan aşağı kalmaz, ne var ki, onlara hoparlörlük edecek bir basın bulamazsın, başarıları kaynar gider. Gegiç, o ünlü Eskişehirspor'u yarattığı zaman günün birinde Türkiye Kupası'nın da, Lig Şampiyonluğu'nun da Anadolu'ya geçeceğini kestirmek olasıydı artık...
Reklam
SEKİZİNCİ NOTA: Ey sa'y ve ameldeki lezzet ve saadeti bilmeyen tenbel insan! Bil ki: Cenab-ı Hak, kemal-i kereminden, hizmetin mükâfatını, hizmet içinde dercetmiştir. Amelin ücretini, nefs-i amel içine koymuştur. İşte bu sır içindir ki, mevcudat hattâ bir nokta-i nazarda camidat dahi, evamir-i tekviniye tabir edilen hususî
Nerelisin diye çok soruluyor
ANADOLULUYUM Nerelisin sorusu çok soruluyor ve birazda yoruyor beni. Anadolu diyorum Anadolu'nun neresinden diye soruyorlar. Daha önce de yazmıştım tekra yazmakta fayda var sanırım.
Allah Teala da bizi zikretsin diye durmadan O’nu zikretmeye değmez mi? Kendisi Allah tarafından anılan bir insanın diğer insanlar arasındaki yerini düşününüz. Bu bir yücelik, bir mükemmellik hem de en büyük mükemmellik değil midir? Bir insan ki bundan başka, ismi melekler arasında dolaşıyor, melekler ondan söz ediyorlar, bu ne büyük şeref ve mutluluk, bu ne büyük güç ve kuvvet, bu ne büyük bir ayrıcalık!
Ve athelas'ın kokusu, bir mey va bahçesinin veya üzeri anlarla dolu güneş altındaki bir fundalığın kokusu gibi odaya yayılınca, Merry aniden uyanarak şöyle dedi: "Kamım acıktı. Saat kaç?" "Yemek vaktini geçti artık," dedi Pippin; "gerçi sanınm sana bir şeyler getirebilirim, eğer bana izin verirlerse." "Elbette verirler," dedi Gandalf. "Sırf yiyecek değil, adının şeref listesinde olduğu Minas Tirith'te bulunan Rohan'h bu Süvari'nin istediği her şeyi getirebilirsin hem de." "Âlâ!" dedi Merry. "O halde önce yemek istiyorum, ondan sonra da pipo." Birden yüzü bulutlandı. "Hayır, pipo istemiyorum. Bir daha pipo içebileceğimi hiç zannetmiyorum." "Nedenmiş?" dedi Pippin. "Şey," diye cevap verdi Merry yavaş yavaş. "O öldü. Bana onu hatırlattı. Benimle pipoluk otlar konusunda konuşamadığı için çok üzgün olduğunu söyledi. Hemen hemen söylediği son sözler bunlardı. Bir daha onu, atını Isengard'a sürdüğü o günü ve ne kadar kibar biri olduğunu düşünmeden pipo içemem Pippin." "O halde hem piponu iç, hem onu düşün!" dedi Aragorn. "Çünkü oçok iyi yürekliydi, büyük bir kraldı ve sözünü tutuyordu; son güzel sabahını görmek için gölgelerden çıkmıştı. Ona hizmetin kısa sürmüş olsa bile ömrünün sonuna kadar memnuniyetle ve şerefle hatırlayacağın bir anı olacak."
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.